• '' 20 '' Konu Açan yada mesaj yazmış olan Rütbe '' Özel üye '' olucaktır.. Vip üye de 200 konu yada Cevap vermiş olan Rütbe kazanacaktır saygılar

26 Şubat 1992 Azerbaycan-Hocalı Katliamı'nın 20. yıl dönümü

kadirbey1985

Vip Üye
5 Yıl ve Daha Eski Üyemiz
Özel Üye
Katılım
21 Ocak 2010
Mesajlar
1,935
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Enst.
Roland GW-8
Hocalı Katliamı,

Karabağ Savaşı sırasında 26 Şubat 1992 tarihinde Azerbaycan Cumhuriyeti'nın Dağlık Karabağ bölgesindeki Hocalı kasabasında yaşanan ve Azeri sivillerin Ermeniler tarafından toplu şekilde katledilmesi olayı.

"Memorial" İnsan Hakları Savunma Merkezi, İnsan Hakları İzleme Örgütü, The New York Times gazetesi ve Time dergisine göre katliam, Ermenistan'ın ve 366. Motorize Piyade Alayı'nın desteğindeki Ermeni güçleri tarafından gerçekleştirilmiştir. Ayrıca, Karabağ Savaşında Ermeni kuvvetlere komutanlık yapmış bugünkü Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan ve Markar Melkonyan'ın aktardığına göre kardeşi Monte Melkonyan, katliamın Ermeni güçler tarafından yapılan bir intikam olduğu açıklanmıştır.

İnsan Hakları İzleme Örgütü, Hocalı Katliamı'nı Dağlık Karabağ'ın işgalinden bu yana gerçekleşen en kapsamlı sivil katliamı olarak nitelendirmiştir.

Azerbaycan Cumhuriyeti'nin resmî açıklamasına göre saldırıda 106'sı kadın, 83'ü çocuk olmak üzere toplam 613 Azeri vatandışı hayatını kaybetmiştir.

Karabağ Savaşı

Dağlık Karabağ bölgesinin en önemli tepelerinden birisinde olan Hocalı kasabası Ermeni güçleri için önemli bir askerî hedef niteliği taşımaktaydı. Kasaba Hankendi'le Ağdam'ı bağlayan yolun üzerinde bulunup bölgenin tek havalimanı için üs konumundaydı. Human Rights Watch'ın raporuna göre Hocalı kasabası Hankendi'ni top ateşine tutan Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri tarafından üs olarak kullanıldığı için Ermeni kuvvetler tarafından top ateşine tutulmaktaydı.

Aralık 1991'de Hankendi çevresinde yerleşen ve Azerilerin yaşadığı Kerkicahan kasabasının alınmasından sonra, Hocalı kasabası tamamen Ermeni ablukasında kaldı. 30 Ekim'den itibaren karayoluyla ulaşım kapanmış ve tek ulaşım vasıtası olarak helikopter kalmıştı. 20 Kasım 1991'de Hocavend semalarında Mi-8 helikopterin Ermeni kuvvetler tarafından vurulması ve sonuçda birkaç Azerbaycan devlet resmileri, Rus ve Kazak gözlemciler dahil 20 kişinin ölümünden sonra, hava ulaşımı da kesilmişti. İşgalden önce 1991-1992 kış aylarında Hocalı sürekli olarak bombalanmıştır. Hocalıdan çıkmış mültecilerin İnsan Hakları İzleme Örgütü'ne söylediklerine göre, bazı durumlarda bombardımanlar açıkca sivil hedeflere karşı yönlendirilmiştir. Saldırı öncesi, birkaç aydır kasaba elektrik ve gazdan yoksundu.

936 km2'lik alana sahip, savaşdan önce 2.605 aileden ibaret 11.356 kişinin yaşadığı Hocalı kasabası 26 Şubat 1992 tarihinde yağmaya[kaynak belirtilmeli] maruz kalmış ve kasaba tamamen yok edilmiştir. Uzun süre cesetlerin alınması bile mümkün olmadı. Kasaba Alef Hacıyev komutasındaki yaklaşık 160 hafif silahlı kişiden oluşan Özel Polis Gücü (OMON) birlikleri tarafından savunulmaktaydı. İlaveten 200 kişilik savunma kuvvveti mevcuttu.

Katliam:
Hocalı saldırısında hayatını kaybetmiş olan 3 yaşındaki Gülmire Mehdiyeva ile 5 yaşındaki kiz çocuğunun Bakü'deki mezarları.
Hocalı saldırısının olduğu tarihlerdeki bir gazete küpürü.

Ermeni güçleri 1992 yılının 25 Şubatı 26 Şubat'ta bağlayan gecede bölgedeki 366. Alayın da desteği ile önce giriş ve çıkışını kapadığı Hocalı kasabasında, Azeri resmî kaynaklarına göre, 83 çocuk, 106 kadın ve 70'den fazla yaşlı dahil olmak üzere toplam 613 sakin öldürülmüş, toplam 487 kişi ağır yaralanmıştır. 1275 kişi ise rehin alınmış ve 150 kişi ise kaybolmuştur. Cesetler üzerinde yapılan incelemelerde cesetlerin birçoğunun yakıldığı, gözlerinin oyulduğu, başları kesildiği görülmüştür. Hamile kadınlar ve çocukların da maruz kaldığı tespit edilmiştir.

Eski ASALA eylemcilerinden Monte Melkonyan, Hocalıya yakın bölgede Ermeni askeri birliklere komutanlık yapmış ve katliamdan bir gün sonra Hocalı çevresinde gördüklerini günlüğünde anlatmıştır. Melkonyan'ın olümünden sonra, Markar Melkonyan kardeşinin günlüğünü Benim Kadeşimin Yolu (My Brother's Road) başlığıyla ABD'de çikardığı kitapta Hocalı katliamını şöyle tasvir ediyor :
Bir gece önce akşam 11 civarında, 2.000 Ermeni savaşçısı, Hocalı'nın üç tarafındaki yüksekliklerden ilerleyerek, kasaba sakinlerini doğudakı açılışa doğru sıkıştırmışlar. 26 Şubat sabahına kadar mülteciler Dağlık Karabağın doğu yüksekliklerine ulaşmış ve aşağıdakı Azeri kenti olan Ağdam'a doğru inmeye başlamışlar. Burdaki tepeciklerde yerleşen sivilleri güvenli arazide takip eden Dağlık Karabağ askerleri onlara ulaşmışlar. Mülteci kadın Reise Aslanova İnsan Hakları İzleme Örgütüne verdiği açıklamada "Onlar sürekli ateş ediyorlardı" diye konuşmuştu. Arabo'nun savaşçıları daha sonra uzun zaman kalçalarında taşıdıkları bıçakları kınlarından çıkarakak bıçaklamaya başlamışlar.

Şu anda yalnız kuru çimenden esen rüzgarın sesi ıslık çalıyordu, ve ceset kokusunu uçurması için bu rüzgar henüz erkendi.
Monte üzerinde kadınların ve çocukların kırılmış kuklalar gibi saçıldığı çimene eğilerek "Disiplin yok" diye fısıldadı. O bu günün önemini anlıyordu: bu gün Sumgayıt Pogromunun dördüncü yıldönümüne yaklaşıyordu. Hocalı stratejik bir amaç olmasından başka aynı zamanda bir öç alma eylemiydi.


Bugünkü Ermenistan cumhurbaşkanı ve savaş süresinde Karabağ'da Ermeni güçlerine kumandanlık yapmış Serj Sarkisyan'ın İngiliz araştırmacısı ve yazarı Thomas De Waal'a söylediklerine göre :
"Hocalıdan önce, Azerbaycanlılar bizim şaka yaptığımızı sanıyordu, Ermenilerin sivil topluma karşı el kaldırmayacaklarını sanıyorlardı. Biz bunu [stereotipi] kırmayı başardık. Ve olay işte bu. Ayni zamanda o delikanlıların arasında Bakü'den ve Sumgayıt'tan kaçanlarında olmasını anlamalıyız."


Karabağ hareketi içerisindeki önemli isimlerden biri olan Zori Balayan ise Ruhumuzun Canlanması adlı kitabında o dönemde Azerbaycan Türklerine karşı işlenmiş olan soykırım suçundan şöyle bahsetmektedir:
Biz arkadaşımız Haçatur'la ele geçirdiğimiz eve girerken askerlerimiz 13 yaşında bir Türk çocuğunu pencereye çivilemişlerdi. Türk çocuğunun bağırış çağırışları çok duyulmasın diye, Haçatur çocuğun annesinin kesilmiş memesini çocuğun ağzına soktu. Daha sonra bu 13 yaşındaki Türke onların atalarının bizim çocuklara yaptıklarını yaptım. Başından, sinesinden ve karnından derisini soydum. Saate baktım, Türk çocuğu yedi dakika sonra kan kaybından öldü. İlk mesleğim hekimlik olduğuna göre hümanist idim, bunun için de Türk çocuğuna yaptığım bu işkencelerden dolayı kendimi rahatsız hissetmedim. Ama ruhum halkımın yüzde birinin bile intikamını aldığım için sevinçten gururlanırdı. Haçatur daha sonra ölmüş Türk çocuğunun cesedini parça parça doğradı ve bu Türkle aynı kökten olan köpeklere attı. Akşam aynı şeyi üç Türk çocuğuna daha yaptık. Ben bir Ermeni vatansever olarak görevimi yerine getirdim. Haçatur da çok terlemişti, ama ben onun gözlerinde ve diğer askerlerimizin gözlerinde intikam ve güçlü hümanizmin mücadelesini gördüm. Ertesi gün biz kiliseye giderek 1915'te ölenlerimiz ve ruhumuzun dün gördüğü kirden temizlenmesi için dua ettik. Ancak biz Hocalı'yı ve vatanımızın bir parçasını işgal eden 30 bin kişilik pislikten temizlemeyi başardık.


Ermenistan Maslahatgüzar'ı Movses Abelyan, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'na Ermenistan Dış İşleri Bakanlığı tarafından takdim ettiği mektupda, Azerbaycan'ın olayı "utanmazcasına kullandığını" söylemiştir. Abelyan, eski Azerbaycan cumhurbaşkanı Ayaz Mutallibov'un Çek gazeteci Dana Mazalova ile yaptığı ve 2 Nisan 1992'de Rusya'nın Nezavisimaya Gazeta gazetesinde yayımlanan röportaja dayanarak, sivillerin kaçışını kolaylaştırmak amacıyla Karabağ'daki Ermenilerin açmış olduğu dağ geçidinden yerli halkın kaçışının Azerbaycan Halk Cephesi militanları tarafından önlendiğini savunmuştur.Ayrıca Abelyan, Ermenilerin Azeri sivillere beyaz bayrak ile kasabayı terketme çağrısında bulunduğunu söyleyen bir Azeri kadınının sözünden alıntı yapan İnsan Hakları İzleme Örgütü Helsinki Watch bölümünün Eylül 1992 raporuna dayanarak, gerçekten Azeri militanlarının kaçmaya çalışanları vurduğunu yazmıştır.

Daha sonraki röportajlarda Mutallibov, Ermenileri kendi sözlerini bariz şekilde yanlış yorumlaması gerekçesiyle suçlamış ve sadece, "Azerbaycan Halk Cephesi Hocalı katliamının sonuçlarını kendi siyasi çıkarlarına kullandı" diye söylediğini vurgulamıştır.

İlaveten, İnsan Hakları İzleme Örgütü İcra Direktörü, sivil ölümlere Karabağ Ermeni güçlerinin doğrudan sorumlu olduğunu, hem kendi raporu hem de Memorialın raporunun Azeri güçlerin sivillerin kaçışını engellediğine ve sivillere ateş açtığına dair argümanı destekleyen herhangi delilin içermediğini ifade etmiştir.

Uluslararası tepki

İnsan Hakları İzleme Örgütü olayı Dağlık Karabağ Savaşı içerisinde yapılan en büyük katliam olarak nitelemiştir. Azerbaycan Parlamentosu 1994'te Hocalı'da yaşanan katliamı "soykırım" olduğunu ilan etti.

Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'nin 30 üyesi (12 Türkiye, 8 Azerbaycan, 3 Birleşik Krallık, 2 Arnavutluk, 1 Bulgaristan, 1 Lüksemburg, 1 Yugoslavya Federal Cumhuriyeti, 1 Makedonya Cumhuriyeti, 1 Norveç, 1 Polonya) tarafından imzalanan, Ermenistan tüm Hocalıları öldürdüler ve tüm şehri harap ettiler ifadesinin de yer alan ve 19. yüzyılın başlarından beri Ermenistan tarafından Azerilere karşı işlenen soykırım olarak tanınmaya adım atılması gerektiğini bütün parlamento üyelere söyleyen 324 nolu bildiri yayımladı.

2009'un Şubat ayında Kaliforniya Eyalet Alt Senatosu'nun üyesi Felipe Fuentes, Azerbaycan cumhurbaşkanı İlham Aliyev'e yazdığı mektupda Hocalı olaylarını Azeri katliamı şeklinde nitelendirerek, kurbanların ailelerine başsağlığını sunmuştur.

Meksika Senatosu, 2011'de Hocalı olaylarını soykırım olarak tanımıştır.


Soykırım olarak tanımlayan ülke ve kuruluşlar:


* Azerbaycan
* Meksika
* Pakistan

51 ülkenin parlamenterlerinden oluşan "İslam İşbirliği Teşkilatı Parlamentolar Birliği" olayları soykırım olarak tanımıştır.


Not : Bu bilgiler "http://tr.wikipedia.org/wiki/Hocal%C4%B1_Katliam%C4%B1" sayfasından alınmıştır.
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
Cevap: 26 Şubat 1992 Azerbaycan-Hocalı Katliamı'nın 20. yıl dönümü

teşekkürler bu anlamlı paylaşım için
 
Cevap: 26 Şubat 1992 Azerbaycan-Hocalı Katliamı'nın 20. yıl dönümü

soykırımı yapanlar, azılı türk düşmanları adi insanlar uluslararası kamuoyunda kendi insanlıkdışılıklarını örtmek için TÜRK milletine iftira atıp türlü oyunlar peşindeler, bu ülkeden bir karış toprak alamazsınız, arkanızı ruslara dayasanızda sizi türk milleti kahredecek. türkiye ve azerbeycan da katlettiğiniz tüm şehitlerimiz nur içinde yatın, yapılanları asla unutmayacağız....
 
Cevap: 26 Şubat 1992 Azerbaycan-Hocalı Katliamı'nın 20. yıl dönümü

Azeri soykırımını nefretle kınar, yaşamını kaybeden soydaşlarımıza tanrıdan rahmet dilerim.
 
Cevap: 26 Şubat 1992 Azerbaycan-Hocalı Katliamı'nın 20. yıl dönümü

onlar allah indinde shitdirler cunki tek suclari musluman turk ve sucsuz olmalari tum vatan bayrak din yolunda sehit olanlarin mekani cennet olsun bu konuyu acdigin icinde senden allah razi olsun kadir
 
Cevap: 26 Şubat 1992 Azerbaycan-Hocalı Katliamı'nın 20. yıl dönümü

bu konudaki hassasiyetinizden dolayı hepinize minnettarım, bu gerçekleri unutmamalıyız... Yüce Allah'ım Hocalıda vahşice katledilen masum Azeri kardeşlerimizin ruhlarını şad eylesin.
 
Cevap: 26 Şubat 1992 Azerbaycan-Hocalı Katliamı'nın 20. yıl dönümü

Azerbeycan ilginç bir Türk Ülkesi...Yönetim ve Halk farklı düşüncelere ve duygulara sahip.Türkiye de Hocalı Katliamı mitingle Protesto edilirken o sıralarda Azerbeycan Hükümeti İsraille sıcak ilişkilere girerek 1.5 milyar dolarlık silah anlaşması yaptı...yorum yapamıyorum...
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
Cevap: 26 Şubat 1992 Azerbaycan-Hocalı Katliamı'nın 20. yıl dönümü

ey türk titre ve kendine dön.altta yağız yer üstte mavi gök delinmedikce(kıyamet)senin ilini töreni kim bozabilir.(oguz kağan)ermenilerin tarihi utanç dolu.bunu heryerde ve herzaman yaptılar yandaş abileriyle fransız,rus v.b.maraş'ta,antep'te, urfa'da,hocalı'da.alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste elbet keser döner sap döner allah'tan şehitlerimize rahmet milletimize baş sağlığı diliyorumpiyonları değil şahları mat etmek lazım.
 
Cevap: 26 Şubat 1992 Azerbaycan-Hocalı Katliamı'nın 20. yıl dönümü

lütfen azeri demeyelim çünkü azeri diye bir millet yok türkiye türkü azerbaycan türkü diye adlandıralım.türk vardır.özbekistan,kırgızistan,kazakistan,türkmenistan.azerbaycan türkü.azerice yoktur,özbekçe yoktur türkçe vardır.biz 7 bağımsız ayrı devlet ama 1 tek milletiz.bunu önlar bizden daha çok istiyor ve söylüyorlar allah milletimizi korusun.elbette farklı anlayışlar olacaktır hoşgörü sabır ve çalışma buna ilaveten damarlarımızda dolaşan asil kanla bunlar aşılacaktır.atatürk gibi türk olursak.
 

Benzer konular

Demonu Paylaş Yine Yarışma Yapalım mı ? Anket

  • Evet

    Oy: 16 69.6%
  • Kararsızım

    Oy: 7 30.4%
  • Hayır

    Oy: 0 0.0%

Delüxe üyelik Yapın sizinde olsun.. (Sunucu Ödemeleri için katkınız olsun)

Son kaynaklar

Geri
Üst