• '' 20 '' Konu Açan yada mesaj yazmış olan Rütbe '' Özel üye '' olucaktır.. Vip üye de 200 konu yada Cevap vermiş olan Rütbe kazanacaktır saygılar

İlginç Bilgiler

RaPoRSuZ

Co Admin
Administrator
Vip Üye
5 Yıl ve Daha Eski Üyemiz
Özel Üye
Katılım
21 May 2004
Mesajlar
3,765
Tepkime puanı
25
Puanları
0
Konum
Artvin-Hopa
Enst.
Korg Pa3X
· Yapıştırıcılar Nasıl Yapıştırıyor?
Yapıştırıcıların sağladığı yapıştırma olayı aslında kimyasal reaksiyondan başka birşey değildir. Günümüzde imalatçılar yapıştırıcıları sentetik malzemeler kullanarak yaparlar. Yapıştırma olayında benzer yada iki malzemeden iki madde, birde yapışkan gerekir. Burada en önemli görev yapıştırıcıdadır. Yapıştırıcı moleküllerinin diğer iki madde molekülleri ile birleşme eğilimi gösterir bir yapıda olması gerekir.



· Radyonun Sesi Açılınca Pil Daha Çabuk mu Biter?
Pille çalisan portatif radyolarda sesin yüksekliği pilin ömrünü etkiler. Radyo açık, sesi kapalı durumu ile sesin sonuna kadar açık durumu arasındaki fark pillerin ömürlerinin kısalmasına neden olur. Ses sonuna kadar açıldığında pillerden çekilen akim yüzde 30 artmaktadır. Bu durum, küçüğünden büyüğüne, pille çalışan ve ses yükselticisi olan bütün radyo, teyp, volkmen vb. için aynidir.



· Matematikte Niçin -2 ile -2 nin Çarpımı +4 Eder?
Haftanın beş günü ise otobüs ile gidip geldiğinizi varsayalım. Her sefer bir milyonluk bir biletle yapılıyor. On milyon tutarında on tane bilet aldınız. Her gün gidiş geliş kullandıkça iki tanesi eksiliyor. Bunun eşitlikteki yeri (-2) dır dır. Siz bu isi beş gün süresince yani 5 kez yaparsanız (-2)x( +5)= 10 olur. Diyelim ki bayram tatilinin iki günü o haftanın Perşembe ve Cuma günlerine geldi ve tatil. Bu kez yapmanız gerekeni yapmıyorsunuz. İki günlük 4 bileti kullanmıyorsunuz. Bu hareket, yapmanız gerekene göre negatif yani ters yönde bir harekettir. Her gün bilet almak yerine iki gün süresince hiç bilet kullanmıyorsunuz. İki kere negatif hareketi “-2″ bilet üzerinde yapınca o hafta elinizde (-2)x( -2) =(+4) . bilet kalıyor.



· Termos Nasıl Sıcağı Sıcak, Soğuğu Soğuk Tutuyor?
Tek nedeni vardır, vakum. Yani boşluk. Bir termosta iç içe geçmiş iki kap vardır. Dıştaki metal bir kap olup içteki genellikle bir cam sisedir. İkisinin arasındaki hava ise boşaltılmıştır. Tam olmasa da üreticiler tarafından elde edilebilen tama yakin bir boşluk vardır. Vakumlu bir ortamda hava molekülleri de olmadığından isi iletilemez. Cismin ısısı başlangıçta ne ise o halde kalır. İçerden dışarıya, dışardan içeriye ısı geçişi olmaz. Böylece termosa konan sıvı sıcaksa sıcak, soğuksa soğuk kalır.



· Bir Hafta Niçin 7 Gündür?
Babilliler 7 günlük haftayı zaman birimi olarak kullanıyorlardı. İlk çağlarda bilinen beş gezegen ile güneş ve ayın sayısının 7 olusu bu sayıyı gizemli ve uğurlu kılıyordu. Daha sonra dinlerde, göğün 7 kat olusu ve doğadaki ana renk sayısının 7 olusu, müzik notalarının 7 olusu sayının önemini daha çok belirtti. Daha sonra Fransa takvim yapısını değiştirerek hafta sayısını 10 yaptı ama kabul görmedi. Rusya 5 günlük hafta uygulamasına geçti, o da tutulmadı. Sonunda yine hafta 7 gün olarak kaldı.



· Niçin Otellerin Kapıları Döner Kapıdır?
Döner kapıların tek amacı enerji tasarrufudur. Büyük binaların içerleri devamlı olarak ısıtılır. Açılan normal kapıdan içeri soğuk hava rahatlıkla girer. Eğer normal kapı kullanılırsa hava değişimi nedeniyle klimalar veya motorlar yeniden çalışacaktır. Özellikle çok kişinin girip çıktığı otel veya benzeri binalarda enerji tasarrufu için döner kapı kullanılır. Döner kanatlar sıcak havanın dışarı çıkmasına, soğuk havanın da içeri girmesini-engeller.



· Bardaktaki Buzlar Niçin Birbirlerine Yapışırlar?
Buzun erimesi için yalnızca sıcaklık değil basınç da önemlidir. Dağlardaki buzulların kayma nedeni de budur. Basınçla alt tabaka erir ve kayma oluşur. Bir kabin içinde ya da bir bardakta üst üste duran buzların her biri altındakine değdiği noktada bir basınç oluşturur ve bu, noktada çok küçük kısım erir. Buradan hareket eden su çok az yanda iki buz küpçüğünün birleştiği noktada tekrar donar. İki buz parçası kaynak yapılmışçasına birbirlerine yapışır ve orada bir daha erime olmaz.



· Kumaşlar Yıkandıktan Sonra Niçin Çeker?
Aslında kumaş ıslanınca lifler şiştiğinden kumasın az biraz uzaması gerekmektedir. Ama-bükümlerin açılarındaki deformasyonun yarattığı çekme kuvveti daha fazla olduğundan sonuçta kumaş boydan kısalır. kumaş yıkandıktan sonra kurutulduğunda şişmiş lifler eski durumlarına gelirler. Ama kumaş ilk ölçülerine dönemez. Su, yüksek isi, çalkalama, sabun hepsi kumasın çekmesini kolaylastirir. Kumaş birkaç kez yıkandıktan sonra ölçüleri belli bir dengeye ulaşır ve ondan sonra yıkandığında çekmez.



· Çinlilerin Gözleri Neden Çekiktir?
Yalnız Çinlilerin değil Orta ve Güneydoğu Asyada yasayanların, Japonların hatta Eskimoların da gözleri çekiktir. Aslında göz yapısı bütün dünyada aynidir. Farkı yaratan göz kapaklarıdır. Çekik gözlü diye nitelendirilen ırklarda gözün üzerindeki göz kapağının ikinci kıvrımı, gözün üstüne daha çok inmiştir. Bazı teorilere göre bu kıvrım insanların gözlerini yoğun kar tabakasının, göz kamaştıran ışığından korumak için bir çeşit kar gözlüğü gibi gelişmiştir. Çinde ve öteki bölgelerde her ne kadar yoğun kar yağmıyorsa da onların atalarının buzul çağında kuzeyde yasadıkları daha sonra güneye indikleri kanıtlanmıştır. Yalnız gözleri değil, burunları da rüzgâra karsı korunmak için küçülmüş, burun delikleri soğuğu engellemek için daralmıştır. Ciltleri de koruma amaçlı olarak yağlıdır. Göz kapakları da yağlıdır. Gözü ve iç tabakalarını kara ve buza karşı korur. Yani çekik gözlü değil, düşük göz kapaklı, demek daha doğrudur.



· Ateş Böceği Nasıl Işık Saçıyor?
Yaz gecelerinin karanlığında otların arasında veya havada uçarken parıldayan, yanıp sönerek sarı-yeşil bir ışık veren bir böceği görmüşsünüzdür. Yanına yaklaşıldığında ışığını söndüren, gece karanlığında izini kaybettiren bu böceğin ismi ateş böceğidir.
Aslında bu böceğin verdiği ışığın ateşle de sıcaklıkla da bir ilgisi yoktur. Bunun bilimsel adı “soğuk ışık”tır ki günümüz teknolojisi bu ışığı henüz yapay olarak üretmeyi başaramamıştır. Bilim insanları dünyada milyonlarca yıldır mevcut olan bu tabiat teknolojisinin önce çalışma mekanizmasını çözmek sonra da taklit ederek insanlık hizmetine sunabilmek için çalışmalarına hız vermişlerdir.
Kısa bir zaman öncesine kadar sürtünme veya ısı olmadan ışık elde etmenin imkansız olduğuna inanılıyordu. Nasıl ki normal bir ampul kendisine verilen enerjinin yüzde 4”ünü, florasan ampul ise yüzde 10”unu ışığa dönüştürebiliyor, geri kalanını ısı olarak yayıyorsa, ateş böceğinde de benzer bir durum olduğunu sanan bilim insanları, böceğin bu iş için kullandığı enerjinin tamamını ışığa dönüştürebildiğini tespit edince hayrete düştüler. Gelelim ateşböceğinin ışık üretme mekanizmasına… Aslında ateş böceklerinin ışık verme reaksiyonları o kadar hızlıdır ki bu fonksiyonun kademelerini incelemek hemen hemen imkânsızdır. Yani ışık üretim mekanizması hakkındaki bilgiler hala teoride kalmaktadırlar. Kesin olarak bilinen bunun moleküler seviyede kimyasal bir işlem olduğu, bazı moleküllerin ayrışarak daha yüksek enerjili hale geçebildikleri ve bu fazla enerjiyi ışığa dönüştürebildikleridir.
Ateş böceğinin karın bölgesindeki ışık organında bulunan guddelerden, ışık elde elmede rol alan iki ana kimyasal madde üretilmekledir. Bunlardan birincisinin kimyasal yapısı aydınlatılmış ve yapay olarak elde edilmiştir. İkincisinin ise yapısındaki gizem çözülmesine rağmen sentetik olarak üretilmesi hala mümkün olamamıştır. Ateş böceklerinde üretilen iki kimyasalın birleşiminin de ışık vermeye tam olarak yetmediği, böceğin ışık bölgesine yakın solunum organının ışık verme anında burayı oksijenle beslemesi gerektiği tespit edilmiştir. Bilinmeyen bir başka ayrımı ise bu ışığı hangi şalterin açıp kapadığıdır.
Bu gizemli böceklerin 2 bin çeşidi olup erkekleri uçabilirken dişileri kanatsızdırlar. Erkekler dişileri aramak için geceleri uçarlar ve ışıklarını birbirleri ile iletişim kurmak için kullanırlar. En iyi ışık verimini gelişmiş dişiler verir. Ateş böcekleri geceleri 3 saat süreyle ışık verebilirler.
Genellikle ısırarak zehirledikleri salyangozları yedikleri için kireçli toprakların olduğu nemli bölgelerde daha çok görünürler. Parlamayı sağlayan kimyasal maddeler sayesinde, kazara onu yiyen bir düşmanı kusmak zorunda kalır ve bir daha başka ateş böceği yemeye teşebbüs etmez.



· Doğum Gününde Pasta Kesme Adeti Nereden Geliyor?

Düğünlerde pasta kesmek adetinin, yeni evlilere bereket, doğurganlık ve mutluluk dileklerinin iletilmesinin zaman içinde gelişmiş bir şekli olduğundan bahsetmiştik. Doğum günlerinde pasta kesmek adetinin ise tarihi kökeni ve amacı değişiktir. Zaten tek kat olan şekli ve üzerindeki mumlar nedeniyle pasta görünüş olarak da düğün pastasından farklıdır. Pasta sözcüğünü hep günümüzdeki anlamı ile kullanıyoruz. Aslında tarihi gelişimi içinde kek demek daha doğru olur. Doğum günü pastasının bilinen tarihi Helen uygarlıklarına kadar uzanır. Bir kutlama amacı ile ortaya çıkması ise Ortaçağda Almanyada olmuştur. 13. yüzyılda Almanyada çocuklara gösterilen ilgi belki bugünkünden bile fazlaydı. Doğum günleri bir festival şeklinde kutlanıyordu. Doğum günü kutlaması sabaha karşı, şafakta, gün ağarırken başlıyordu. Üstü yanar mumlarla süslenmiş pasta kek eve getirildiğinde çocuk uyandırılıyor, pastanın üstündeki mumların ise yemek vakti gelene kadar devamlı değiştirilerek sürekli yanar halde kalmaları sağlanıyordu. Yemeğin başında çocuk mumları üfleyerek söndürüyor ve şölen başlıyordu. Pastanın üzerindeki mumların sayısı çocuğun yaşından bir fazla oluyordu. Bu bir fazla mum, bir gün sönecek hayatın ışığını simgeliyordu. Ayrıca çocuğa bir çok hediyeler getiriliyor, o gün istediği, sevdiği yiyecekler hazırlanıyordu. Yani o zamanlarda doğum günü kutlamaları çocuklara yönelikti. Günümüzde her yaştan insanın kutladığı doğum günü ve kesilen pasta işte o zamanların bir adetinin devamıdır. Doğum günü pastasının üstündeki mumları bir üfleyişte söndürmek, bu arada bir dilek tutmak, eğer dilek gerçekleşirse bunu kimseye söylememek adetleri de o günlerden kalmadır
 
İlginç bilgiler

Bilmemek ne kaybettirir, bilmek ne kazandırır bilinmez ama, işte size bir dizi ilginç bilgi...





29 Ağustos 2004 — Kutup ayılarının solak olduğunu, zürafaların yüzemediğini, sadece dişi sivrisineklerin ısırdığını, yataktan düşerek ölme olasılığının iki milyonda bir olduğunu, salatalığın yüzde 96’sının su olduğunu biliyor muydunuz?
 
ÖKSÜRÜK ÇEŞİTLERİ

TUVALET ÖKSÜRÜĞÜ

Tuvaletin kapısı vurulduğunda içerdeki kişinin çıkardığı öksürme sesidir. Sadece tuvaletin dolu olduğu anlamına gelir, üzerinde durulması gerekmez. Öksürük sesini gaz çıkarma sesi de izleyebilir.


KONSER ÖKSÜRÜĞÜ

Ciddi bir öksürük tipi olup, bulaşıcıdır. Konser gibi uzun süre sessizlik gereken ortamlarda parça aralarında iki üç dinleyicinin başlattığı ve tüm salona yayılan, müzik tekrar başladığında sonlanan akut bir öksürük tipidir.


AYAĞINI DENK AL ÖKSÜRÜĞÜ

Bir ortama girmeden önce ortaya çıkan ve içerdekilerin derlenip toparlanmasına fırsat vermeye yarayan öksürük tipidir.


SINAV ÖKSÜRÜĞÜ

Çoktan seçmeli sınavlarda görülen öksürük tipidir. Sınıfın çalışkanına soru numarası gösterilir, o da doğru cevabı öksürük sayısı ile bildirir.


YARIŞMA ÖKSÜRÜĞÜ

Sınav öksürüğünün bir alt tipi olarak da kabul edilebilir. Bunun en iyi bilinen örneği bizde 'Kim 500 Milyar İster' adıyla bilinen yarışmanın Almanya'daki versiyonunda yaşanmıştır. Seyirciler doğru cevapları öksürerek bildirmişler ve yarışmacı da büyük ikramiyeyi kazanmıştır. Ancak, sonradan bu durum anlaşılmış ve kazanılan paralar geri alınmıştır.


HADİ CANIM SEN DE ÖKSÜRÜĞÜ

Genellikle kızlar ve kadınlar toplantısında rastlanır. Herkes birbirine hava atacak ya, baktınız ki biri gerçekten uçuyor, ne attığını o da bilmiyor, öhhöö iye bir öksürün, bakın nasıl renkten renge girip yere çakılıyor.


PSİKOJENİK ÖKSÜRÜK

Bazen psikolojik faktörler de öksürüğe neden olabilir. Bu öksürük, kişi sinirlenince veya heyecanlanınca daha belirgin olur. Bazı kişilerde tik halini alıp süreklilik kazanabilir.


BEN DE BURADAYIM ÖKSÜRÜĞÜ

Bir şey dağıtılırken ya da insanlar bir yere davet edilirlerken adınız geçmiyorsa kendinizi hatırlatmaya yarayan öksürüktür.


AİLE VAR ÖKSÜRÜĞÜ

Herkese açık bir ortamda, açık saçık şeyler konuşulurken ortaya çıkan çocukları ve aileyi koruma amaçlı öksürüktür.


ÖĞÜNMEK GİBİ OLMASIN ÖKSÜRÜĞÜ

İnsanın kendini övmeye başlamasından önce aniden beliren bir öksürük türüdür.


MİKROFON ÖKSÜRÜĞÜ

Mikrofondan sesinizin gelip gelmediğinin anlaşılmasına yarayan öksürüktür. Şiddetli olursa, mikrofonda vanıltı yapabilir.



UYANDIRMA ÖKSÜRÜĞÜ

Konuşmanız sırasında uyuklayanları kendilerine getirmeye yarayan öksürüktür.


AMAN ADAM BURDA ÖKSÜRÜĞÜ

Birinin orada olmadığını sanıp hakkında ileri geri konuşurken o kişinin ortama girdiğini haber veren öksürük tipidir. Okullarda öğretmenin sınıfa girmesi ya da bürolarda müdürün odaya girmesi sırasında duyulabilir.


VE DE ÖKSÜRÜKLÜ BİR FIKRA

Temel ile Dursun doktora gitmişler. Dursun öksürüyor, Temel ise kabız imiş. Doktor bunlara birer şurup vermiş fakat şişeler karışmış.Doktor bir hafta sonra kontrole gelmelerini istemiş. Bir hafta sonra Dursun doktora gitmiş. Doktor "nasıl oldun, öksürüğün geçti mi?" diye sormuş. Dursun ise "Toktor pey haçan cesaret edup te öksüremeyrum" demiş.
 
ASANSÖRDE NELER YAPABİLİRSİNİZ ?

*Birisi asansöre girip çıkarken araba sesi çıkarın.
*Kâğıt mendile sümkürdükten sonra mendili sağınızdakilere ve solunuzdakilere gösterin.
*'Şimdi okullu olduk' şarkısını ıslıkla soyleyin.
*Traş olun.
*Çantanızı veya cüzdanınızı açıp 'Burada yeterince oksijen var mı?' diye söylenin.
*Köşede arkanız dönük öylece durun ve asansör durduğunda da inmeyin.
*Birisinin üzerine eğilerek 'Kimlik kontrolu' deyin.
*Tai Chi egzersizleri yapın.
*Kendi katınıza geldiğinizde kapı neden açılmıyor diye sinirlenip bağırın.
*Otomatik olarak açıldığında utanmış gibi yapın.
*Yeni binenlerin suratına pişmiş kelle gibi sırıtarak 'Çoraplarımı yeni değiştirdim' deyin.
*Binenlere vaaz verin.
*Belirli aralıklarla miyavlayın.
*Akasyalar açarken' şarkısını mütemadiyen sözleri değiştirmeksizin söyleyin.
*Biri asansörden inerken alkışlayın.
*Binenlerle dilinizi burnunuza değdirebileceğinize dair iddiaya girin.
*Geğirin ve sonrasında 'Mmmm, çok lezzetliydi.' deyin.
*Midenizi tutun ve 'Ögg, beni asansör tutar da' deyin.
*Binen her kişiye inmek istediğiniz katı söyleyin.
*Yüzünüze maske takıp binin ve insanlarla o şekilde konuşun.
*Asansör her katta duruşunda 'Ding!' sesi çıkarın.
*Düğmelerin bulunduğu panelin önünde durun.
*Yanınızda sandalyenizi de getirin.
*Ağız armonikası çalın.
*Steteskopla asansörün duvarlarını dinleyin.
*Haydi hep birlikte şarkı söyleyelim deyin.
*Sandviçinizden bir ısırık aldıktan sonra yanınızdakine 'Biraz da sen almaz mısın, mmm' deyin.
*Yanınıza akciğer rontgen filminizi alın ve kısa aralıklarla öksürüp durun.
*Veya rontgen gözlukleri takarak etrafınızdakileri şüpheli gözlerle inceleyin.
*Başparmağınıza bakarak 'Hımm, her geçen gün büyüyor' deyin.
*Yere tebeşirle bir kare çizin ve diğerlerine burasının size özel olduğunu söyleyin.
*Bir battaniye alıp sıkıca sarılın.
*Birisi bir düğmeye bastığında patlama sesi çıkarın.
*Asansör tümüyle sessizken yanınızdakine dönüp 'Çalan sizin cep telefonunuz muydu?' diye sorun
*Diğerlerine bir yaranızı gösrerip, enfeksiyon olup olmadığı konusunda görüşlerini sorun.
*Bu ne işe yarıiyor acaba diyerek, alarm düğmesine basın.
*Şeytani bir ses tonuyla 'Bugün kendime daha uygun bir vücut bulmalıyım' deyin.
*Elinizdeki kutuyu kapının ortasına koyun.
*Çevrenize bakınıp 'Acaba kim osurdu?' deyin.
*Asansöre binen herkesin elini sıkıca sıkarak 'Hoşgeldiniz' deyin.
*İnerlerken de sarılıp öperek 'Güle güle' deyin.
*Binen her yolcuya onlar için istedikleri dügmeye basabileceginizi söyleyin.
*Gölge boksu yapın.
*Ağzınızdaki sakızı alıp elinizle uzatıp durun.
*Yolculardan birisine gözünüzü dikip bir süre baktıktan sonra ' Sen, sen de onlardan birisin' diye bağırarak asansörün uzak noktasına kaçın.
*Cımbızınızı çıkarıp aynaya bakarak kaşlarınızı alın.
*Gene aynaya bakarak sivilcelerinizi sıkın.
*Asansör her kattan ayrılışında 'Yuppi! Atta gidiyoruz' diye bagırın.
*Asansör kapısı önünde durun ve kapı kapandığında 'Eyvah, organım kapıya sıkıştı diye bağırın'
*Asansördekilere asansörde sıkışıp kalan veya asansörün aşağıya düşmesi sonucu ölen tanıdıklarınıza dair hikayeler anlatın.
 
KELİMELER VE ANLAMLARI

Aşk : 1 sesli, 2 sessiz ve 2 aptaldan oluşan sözcük.

Baş ağrısı : Kadınlar tarafından en fazla kullanılan doğum kontrol yöntemi.

Nanosaniye : Trafikte ışığın yeşile dönmesi ve arkadaki hayvanın korna çalması arasında geçen süre.

Futbol : Kadınların kocaları yerine bilmeden evlendikleri nesne.

Hardware : Bilgisayarın software arızası nedeniyle bozulması durumunda yumruklanan kısmı.

Entellektüel : 2 saat boyunca seksten başka birşey düşünmeyi becerebilen insanoğlu.

Ekip çalışması : Bütün suçları ekibin geri kalanına yüklemeyi sağlayan çalışma biçimi.

Doktor: Hastalığınızı ilaçlarla iyileştiren, sonra da sizi faturalarla öldüren kişi.

Patron: Geç kaldığınızda işe erken gelen, erken geldiğinizde geç kalan kişi.

Gözyaşı: Erkek gücünün, kadın gücü karşısında bozguna uğratılmasına yarayan hidrolik güç birimi.

Söylenti: Ses hızından bile hızlı dağılan haberler.

Sözlük: Boşanmanın, nikahtan önce geldiği tek yer.

Evlilik: Erkeğin lisansını yitirip, kadının master (lisans üstü) olduğu bir sözleşme.

Baba: Doğanın bize armağanı olan banka.

Gülümseme: Pek çok şeyi bir doğruya çeviren eğri.

iyimser: Kazayla nehre düştüğünde banyo yapmaya başlayan kişi.

Diplomat: Size cehenneme gitmenizi öyle bir dille anlatır ki, bu yolculuk için can atarsınız.

Ofis: Gergin bir ev hayatından sonra gevşediğiniz yer.

Komite: Kendi başlarına hiçbir şey yapamayan ve birlikte hiçbir şeyin yapılamayacağına karar vermek için bir araya gelen insanlar.
 
AKLA ZİYAN SORULAR

Yüzmek zayıflatıyorsa balinalar neyi yanlış yapıyorlar?

Mısır yağı mısırdan, ayçiçek yağı ayçiçeğinden elde ediliyorsa; bebek yağı nereden elde edilmektedir?

Süper yapıştırıcı herşeyi yapıştırdığı halde niçin içinde bulunduğu tüpün iç cidarlarını yapıştırmamaktadır?

Niçin yanlış çevrilen telefon numarası hiçbir zaman meşgul çalmaz?

Niçin falcıya gitmeden evvel randevu almak gereklidir? Geleceğimizi bilemezmi?

Eğer bugün hava sıcaklığı 0 derece ise ve yarın iki kat daha soğuk olacaksa, yarın hava kaç derece olacaktır?

Niçin "tek heceli" kelimesi diyebilmek için dört hece kullanmaktayız?

Neden insanlar gökyüzünde 400 Milyon yıldız var denildiğinde inandıkları halde, yeni boyalı yazan yüzeyi elleriyle yoklarlar?

Niçin limonlu gazozların içerisinde bir sürü suni tatlandırıcı varken bulaşık deterjanında gerçek limon suyu kullanılmaktadır?

Evli insanlar gerçekten daha mı uzun yaşamaktadırlar yoksa öyle mi hissetmektedirler?

Işık 300.000 km/sn hızla yayıldığına göre karanlık hangi hızla çökmektedir?

Işık hızında giden bir arabada oturduğumuzu varsayarsak,farları yakınca ne olur?

Bir şizofren intihar etmekle tehdit ediyorsa, rehin alma suçundan yargılanabilir mi? Ahmet Necdet Sezer bu işe ne der?

Niçin fare kokulu kedi maması yok?

Kadınlar niçin tuvalete yalnız gidemezler?

Teflona hiçbir şey yapışmadığı halde teflon tavaya nasıl yapışmıştır?

24 saat açık benzin istasyonlarının kapılarında neden kilit vardır?

Niçin uçaklarda paraşüt yerine can yeleği vardır?

Eğer uçağın karakutusu kaza anında parçalanmıyorsa neden bütün uçak bu kutunun üretildiği maddeden yapılmamaktadır?
 
BİR DELİNİN MAL BEYANI :)

1-Avşa adasında üç daire, dört üçgen, beş dikdörtgen
2-Gökyüzünde bi bulut
3-Bitliste beş minare
4-Bir yazlık biri kışlık iki platonik sevgili
5-Büro mobilyası ve çelik kapı üreten bir fabrikanın öğle üzeri yaslanıp sigaraiçilen beyaz duvarı
6-Islıkla da çalınabilen dört anonim türkü
7-Palandökende bi palan, iki döken
8-Kostamonu da üç kasto
9-Üç fay hattı
10-Bir çarşamba, iki perşembe, üç cuma
11-Dünyada mekan
12-Ahirette iman
13-Denizde kum
14-Uzayda yerçekimsizlik
15-Bi çuval gazoz kapağı
16-Bi kiprit kutusu sigara izmariti
17-Onsekiz saç biti
18-Biri ingilizce 6 adet küfür
19-Yirmi tane boş naylon poşet
20-Sevenlerin kalbinde kurulmuş bir taht
21-Bi sürü saç sakal, kıl, tüy, yün
22-Üç ayrı parkta üç ayrı belediyeye ait üç ayrı banka reklamlı bank
23-Bi ayakkabı çekeceği
24-Üç don lastiği
25-İki büyük taş kütlesi
26-Bir adet ağaç gölgesi
27-Üç kuş kanadı sesi
28-Bi sürü kedi köpek
29-Bi marmara denizi
30-Camına yaslanıp seyredilen iki piliç çevirmeci
31-Her aksam karıştırılan dört çöp bidonu
32-Çalip çalip kaçılan beş melodili apartman zili
33-Nakit 15 lira
34-Anne babadan kalma yarısı yaşanmış bi ömür
 
Ilginç Bilgiler - Yakamoz hakkında ansiklopedik bilgi•Nedense herkes yanlış bilir, Yakamoz Ayin ışığının suya, denize vuran savkı değildir. Onun adı ayın savkıdır.
•Yakamoz aksine
Bu madde denizlerde gözlenen yakamoz olayını ve yakamoz canlısın anlatmaktadır. Diğer anlamlar için Yakamoz (anlam ayrım) sayfasına bakınız


...Tümünü okumak için linke tıklayınız.
Ay olan gecelerde olmaz.

•Yakamoz bir canlıdır, latince ismi Noctiluca Milliaris olan bu canlı ayni bir ateş böceğinin denizde yasayan versiyonudur.

•Limunisans maddesini vücudunda barındıran bu canlıya dokunulduğunda bir ışık saçar.

•Bu canlı bir planktondur,yani milimetrik boyutlarda bir canlıdır.

•Bunlardan milyonlarcası bir araya geldiğinde geceleri bir kayık geçerken, veya bir balık sürüsü geçtiğinde bu canlılara çarparak ışık çıkartmalarını sağlarlar.

•O yüzden balıkçı sandallarında yüksek bir direk ve bu direğin ucunda oturulacak bir yer vardır.

•Balıkçılardan biri buraya oturarak ay olmayan geceleri balıkların yakamoz yaparak geçtikleri yolları görüp dümenciyi oraya yönlendirirler. O yüzden Lüfer avlarken Lüx ışığı kullanılır.

•Işık balık gelsin diye değil misinanın değdiği yakamozların çıkardığı ışıktan Lüfer korkmasın diye Lüx ışığı ile yakamoz ışığını öldürmek için kullanılır.

•Yakamoz (eğer göreniniz varsa bilir) olağan üstü bir şeydir, Yakamoz olduğunda denizde uzun florasan lambalar yanıyormuş gibi olur. Ama bunun için ay ışığı olmaması gerekir.

•Ay ışığında (daha baskın olduğu için) göremezsiniz.
Ay Alm. Mond (m), Fr. Lune, İng. Moon. Dünyanın tek doğal uydusu. Dünyanın çapının dörtte birinden biraz fazla olan çapı ile güneş sistemi içinde en büyük uydulardan biridir. Dünya etrafında her kameri ayda bir eliptik yörünge etrafında dönüşünü tamamlar. Dünya ve güneşe kıyasla yerine bağlı olarak ayın şekli birçok zamanlarda (devrelerde) değişerek, tam bir daire veya ince uzun bir hilal şeklinde gözükür. Her ayda birkaç gün, yeni ay denilen zamanda, ay dünyadan bakıldığında tamamen kara
...Tümünü okumak için linke tıklayınız.
 
Ellerine sağlı Gökhancığım sabahtan beri yazılanları okuyorum bazılarına bayağı güldüm. Elin kolun dert görmesin en derin selamlarımla Kayseri'den Reşat abin.
 

Benzer konular

Demonu Paylaş Yine Yarışma Yapalım mı ? Anket

  • Evet

    Oy: 16 69.6%
  • Kararsızım

    Oy: 7 30.4%
  • Hayır

    Oy: 0 0.0%

Delüxe üyelik Yapın sizinde olsun.. (Sunucu Ödemeleri için katkınız olsun)

Son kaynaklar

İyiki Doğdunuz :)

Geri
Üst