• '' 20 '' Konu Açan yada mesaj yazmış olan Rütbe '' Özel üye '' olucaktır.. Vip üye de 200 konu yada Cevap vermiş olan Rütbe kazanacaktır saygılar

Manastır Türküsü by_ChordSolo

ChordSolo

Forum Doktoru
Yönetici
Administrator
Vip Üye
5 Yıl ve Daha Eski Üyemiz
Özel Üye
Katılım
7 Tem 2008
Mesajlar
4,045
Tepkime puanı
32
Puanları
0
Konum
Düzce
Web sitesi
chordsolo.wixsite.com
Enst.
Yamaha PSR670&750
merhaba,
Türkülerde Gönüllerde Jandarma projesi beni o kadar yormuştu ki, araya bir de Ramazan girince epeydir birşey yapamıyorduk...
Esasen bu çalışmayı tatilden geldiğim zaman kızım tekrar söyleyecek, çünkü çok sevdiği bir türküdür...
Ama ben kendimce seslendirmeye de çalıştım, fark edeceksiniz ki ton biraz bana ters aslında...

****************************
Gelelim bu türkünün hikayesine...
Malumunuz üzere Gazi Paşamız Kurtuluş Savaşının zor günlerinde Ankara'da çok sevdiği Paşasının yanına gelen Fikriye Hanım'ın öyküsü aslında bu türkü...
Salih Bozok Fikriye Hanımın hikayesini anılarında şöyle nakleder;
"Kuvayi Milliye’yi örgütlemek ve yurdun üstüne leş gibi uzanan Yunanı denize dökmek için Mustafa Kemal Paşa, Anadolu’ya geçince Paşa’nın çamaşır, yatak, çarşaf gibi kirlileri yıkayacak, elbiselerini ütüleyecek birine ihtiyacı olmuş...Eli bu işlere yatkın Bekir Çavuş adlı biri vardı; bütün bu çeşit ev hizmetlerini o görürdü. Ben Ankara’ya geldiğim zaman bu işlerde Bekir Çavuş’u buldum.
Mustafa Kemal Paşa’nın Selanik günlerinden dostu Mithat Bey vardır, Ankara’ya geldi.
Paşa ile çok yakın arkadaşlığı olduğu için, bir ara kendisine ev işlerini çekip çevirecek bir kadına ihtiyacı olduğunu hatırlatmış. Paşa da adam bulamadığını söyleyince Mithat Bey, “Niçin Fikriye’yi Ankara’ya getirtmediğini” sormuş. Gerçekten Fikriye, biçilmiş kaftan gibi bu işe uygun kadındı. Mithat Bey, bunu kendisine iş edindi ve bir gün Fikriye Hanım’la birlikte Ankara’ya çıkageldi.
Bu gelişi Mustafa Kemal Paşa’dan başka herkes yadırgadı. Bunca erkeğin arasında tek bir İstanbullu kadının barınabileceğine, hiçbir Allah’ın kulu inanmıyordu. Hele Bekir Çavuş, ateş püskürmekteydi!.. O zamana kadar Mustafa Kemal Paşa’nın bütün işlerini o yürütürken, bir kadının gelip işlerini elinden alması ve oğlu gibi bağlandığı Mustafa Kemal Paşa’dan kendisini uzaklaştırması benimsenecek iş değildi!.. Kıyametler koptu. Ben kendi kendime bu Fikriye Hanım’ın bir süre sonra İstanbul’un kısa yolunu sormaya başlayacağına inanıyordum...
Fakat olaylar hiç de beklediğimiz gibi gerçekleşmedi...
Bir kere Fikriye Hanım, Bekir Çavuş’u işinden uzaklaştıracağına, Bekir Çavuş’un emrine girmiş göründü. Bekir Çavuş, çoktandır arayıp da bulamadığı yardımcıyı görünce, Fikriye’ye dört elle sarıldı. Sökükleri Fikriye dikiyor, yemekleri Fikriye yapıyor, bulaşıkları Fikriye yıkıyor; fakat sofrayı Bekir Çavuş kuruyor, sabah kahvesini Paşa’ya Bekir Çavuş götürüyor, Paşa’yı Bekir Çavuş giydiriyordu. Adeta Bekir Çavuş bir derece terfi etmiş gibi bir şey oldu…
…Fikriye kadınlar için ortadan az uzun, ince, kara gözlü, kara kaşlı, aydınlık yüzlü bir kadındı.
Güzelden fazla, alımlı idi…
İstediği zaman kişiliğini insana duyurur, istediği zaman odanın içinde varlığı bile fark edilmezdi.
Bu marifet, çok az insanda, hele çok az kadında vardır. Paşa’nın yalnız ihtiyaçlarını karşılamıyor, ona arkadaşlıkta ediyordu. Nitekim, Mustafa Kemal Paşa, çeşitli zamanlarda, özellikle sabahları Fikriye’yi yanına alarak yürüyüşe çıkar ve bu yürüyüşlerden çok hafiflemiş olarak dönerdi.
…Velhasıl Fikriye Ankara’nın çorağında açmış bir akgül gibiydi… Herkes onu görüyor, beğeniyor, fakat kimse koklamaya ve koparmaya cesaret edemeden, ona saygı ve sevgi ile bakıyordu…
…savaş günlerinin bütün mahrumiyetlerine, tehlikelerine, heyecanlarına, fırtınalarına rağmen; Çankaya, Fikriye Hanım’ın sayesinde hiç güneşsiz kalmadı!..
Ama, Türk ordularının İzmir’e varmasıyla birlikte, Fikriye Hanım’ın Çankaya’ya kocaman bulutlar yığılmaya başlamış... Önce kadınsı bir sezgiyle İzmir’den kuşkulanmış; hele Latife Hanım’ın adı gazetelere geçince, Fikriye Hanım’lı Çankaya, sofrasız akşamlar yaşamaya başlamış!..
Zaten halkın, “ince hastalık” dediği ciğer tüberkülozu çekiyordu...
Bu olayların getirdiği keder ve endişe, hastalığı daha da kamçıladı. Münih’te bir sanatoryuma tedavi için gönderildi...
Dönüşünü, Çankaya’ya kabul edilmeyişini, beni arayışını ve Çankaya’dan dönerken, faytonda kalbine bir kurşun sıkışını anlatmaya dilim varmıyor..."

Kısacası Fikriye Hanım Atatürk'ün yanında bir sır gibi yaşamış ve sır gibi ölmüştür...

*******************************

Kullanılanlar;
Davul:Ezdrummer2
Bass:Trilogy
Piano:The Grand 2
Yamaha Mox6 orkestral sesleri
Yaylılar:LA Scoring Strings
Klasik Gitar: Bahadır ÖNSÖZ(ChordSolo)
Elektro Gitar: Hakan Berk
Mix-Mastering:Bahadır ÖNSÖZ(ChordSolo)

Bu benim ciddi manada bir parçaya çaldığım ilk gitar kaydı ve bu arada yeni aldığım preampın(ART TUBE PACK) ilk ayarları...Lakin bazı hatalar yapmışım ki bunları fark etmem çok sürmedi...Bir sonraki çalışmada ki o da yolda şu an, daha iyi ayarlar tutturdum.Ancak yine özellikle vokal kayıtlarında tüplü bir preampın yarattığı sıcaklığı mutlaka hissedeceksiniz...
ke yifli dinlemeler;

 
Cevap: Manastır Türküsü by_ChordSolo

Kafa yapını, müzisyenliğini ve müzik bilgini o kadar beğeniyorum ki anlatamam. 10 üzerinden 10. İstersen bana kırıl ama söylemeden geçemiyeceğim. Şantörlükte lütfen sus. Sadece çal. Alet edevat olarak sahip olduğun mevcudiyet süper, bilgin ise doruklarda. Gördün mü, bu konuda bir tek ben cesaret edip yüzüne söylemekteyim. Heleki senin gibi bir prof. a. Amatörün amatörü olmama rağmen. Sen müziğini yarat, en azından kızın söylesin. Daha tatlı .ve cici olur. Niyetim, şevkini kırmak asla değil, şahsiyetini de kırdıysam binlerce kez özür dilerim. Sevgilerimle..............
 
Cevap: Manastır Türküsü by_ChordSolo

Cok tesekkür ederim sevgili Bahadir kardesim . Hikaye bana tanis olmasina ragmen tekrar okudum . Sarki söylemek duygularin söze gecmis an yalin halidir , samimidir ,dürüsttür . Icindeki Ata sevgisini gördüm ve müthis keyif aldim . Aranje ve söz , her ikiside benim icin mükemmeldi ve tekrar tesekkürler.....
 
Cevap: Manastır Türküsü by_ChordSolo

Kafa yapını, müzisyenliğini ve müzik bilgini o kadar beğeniyorum ki anlatamam. 10 üzerinden 10. İstersen bana kırıl ama söylemeden geçemiyeceğim. Şantörlükte lütfen sus. Sadece çal. Alet edevat olarak sahip olduğun mevcudiyet süper, bilgin ise doruklarda. Gördün mü, bu konuda bir tek ben cesaret edip yüzüne söylemekteyim. Heleki senin gibi bir prof. a. Amatörün amatörü olmama rağmen. Sen müziğini yarat, en azından kızın söylesin. Daha tatlı .ve cici olur. Niyetim, şevkini kırmak asla değil, şahsiyetini de kırdıysam binlerce kez özür dilerim. Sevgilerimle..............

teşekkür ederim Abi, asla kırılmam çünkü son derece haklısın...
Her zaman söylüyorum, solistlik konusunda hiçbir iddiam yok, hiç olmadı da zaten...Şarkıları sırf kendimi mutlu etmek için seslendirmeye çalışıyorum...
teşekkür ederim...

Cok tesekkür ederim sevgili Bahadir kardesim . Hikaye bana tanis olmasina ragmen tekrar okudum . Sarki söylemek duygularin söze gecmis an yalin halidir , samimidir ,dürüsttür . Icindeki Ata sevgisini gördüm ve müthis keyif aldim . Aranje ve söz , her ikiside benim icin mükemmeldi ve tekrar tesekkürler.....

teşekkür ederim, beğenmenize çok sevindim...
 
Cevap: Manastır Türküsü by_ChordSolo

Abi ellerine emeklerine sağlık. Altyapı herzamanki gibi son derece çok şık. Vokalde hakeza aynı şekilde çok güzel. Ses rengin bu tarz eserlere de çok yakışıyor. Keyifle dinliyoruz seni, söylemeye de devam et değerli abim.
 

Demonu Paylaş Yine Yarışma Yapalım mı ? Anket

  • Evet

    Oy: 14 70.0%
  • Kararsızım

    Oy: 6 30.0%
  • Hayır

    Oy: 0 0.0%

Delüxe üyelik Yapın sizinde olsun.. (Sunucu Ödemeleri için katkınız olsun)

Son kaynaklar

İyiki Doğdunuz :)

Geri
Üst