• '' 20 '' Konu Açan yada mesaj yazmış olan Rütbe '' Özel üye '' olucaktır.. Vip üye de 200 konu yada Cevap vermiş olan Rütbe kazanacaktır saygılar

Ses Egzersizleri ve Kullanımı İle İlgili Genel Bilgiler

haberci_arif

Administrator
Yönetici
Administrator
Vip Üye
5 Yıl ve Daha Eski Üyemiz
Özel Üye
Katılım
21 Ocak 2010
Mesajlar
1,643
Tepkime puanı
60
Puanları
48
Konum
Sultanciftlgi/Sultangazi
Web sitesi
www.ceptelefonuparcasi.com
Enst.
Korg İS40
vokal egzersizleri


Ses Egzersizleri Metodu (pdf)


Diksiyon ve Çalışmaları


Tek Başına Şan Egzersizi Yapmak




Sesin Elektriğe Çevrilmesi​
Sesin elektriğe çevrilmesi, sesin havada yarattığı akustik dalgadan yararlanılarak gerçekleştirilmektedir. Ağızdan çıkan veya herhangi bir şekilde yayınlanan ses havada basınç değişimi yaratmakta ve bu basınç değişimi, suya atılan taşın yarattığı dalgaya benzer şekilde, havada bir dalga iletimi şeklinde yayılmaktadır.
Hava basıncının yarattığı etkiden yararlanılarak, mikrofonlar aracılığıyla sesin elektriğe çevrilmesi sağlanmıştır.
Bunun tersi bir işleme, elektriğin de sese çevrilmesi mümkün olmaktadır.
Elektriğin sese çevrilmesi de hoparlörler ile gerçekleştirilmektedir.

Mikrofonların Yapıları ve Çalışma Prensipleri

Bütün mikrofonların yapıları,ses dalgalarının bir diyaframı titreştirmesi esasına dayanmaktadır.
Her sesin belirli bir şiddeti vardır. Bu ses şiddetinin havada yarattığı basınç ses şiddeti ile orantılıdır. Gelen hava basıncının büyüklük ve küçüklüğüne göre ileri-geri titreşen diyaframın bu titreşimini, elektrik enerjisine çevirmek için değişik yöntemler kullanılmaktadır.
Kullanılan yöntemlere göre de mikrofona ad verilmektedir.

Başlıca Mikrofonlar:

Dinamik mikrofonlar
Şeritli mikrofonlar
Kapasitif mikrofonlar
Karbon mikrofonlar
Kristal mikrofonlar
Elektret mikrofonlar
Telsiz mikrofonlar
 

Ekli dosyalar

  • ses egzersizleri metodu.rar
    1.9 MB · Görülen: 332
Cevap: Ses Egzersizleri ve Kullanımı İle İlgili Genel Bilgiler

Ses Bozukluklarının Sebepleri Ve Korunma Yolları



Teknik bilgisi edinmemiş, şarkı söylemeye yeni başlamış kişiler gırtlaklarını gereğinden fazla zorlayarak çeşitli sorunlarla karşılaşabilir. Amatör şarkıcılar hatalı teknikler geliştirirler ya da sesine uygun olmayan repertuarları vardır. Bütün bunlar kalıcı ses bozukluklarına yol açar.
Karın kaslarını -diyafram- bilinçsizce kullanmak ses sorunlarına yol açacaktır. Unutmayın ki ses organı sadece gırtlak değildir.

Postür ayakta dengeli bir vücut simetriğine denir. Yanlış postür gırtlağı ve diyaframı zorlamak için yeterli bir sebeptir. Yatarak, oturarak, kol kaslarını gererek, başı dimdik tutarak ya da kasılarak şarkı söylemek hem çok zor hem de yanlıştır.

Zamansız şan dersleri almak ya da almadan şarkı söylemek çok tehlikelidir. Buluğ döneminde ses tam oturmamışken alınan şan dersi sese umulduğundan çok zarar verir.

Herkesin beğendiği ve örnek almak istediği ses sanatçıları muhakkak vardır. Sesinizi başkasına benzetmeye çalışmayın. Ses bozukluğunun bir nedeni de budur.

Akustiği bozuk salonlar, müzik amacıyla inşa edilmemiş yapılar ses sanatçılarının bir numaralı düşmanıdır. Eğer bu tarz yerlerde performans sergileyecekseniz ses monitörleri kullanmanızı şiddetle tavsiye ederim. Bu monitörler sesi şarkıcıya geri yansıtıp akustik geri dönüşü sağlar.

Sahne korkusu geçici ses bozukluklarına (ses kısılması, titremesi vb) sebep olabilir. Bu biraz güven, biraz deneyim ve eğitimle başa çıkılabilecek bir sorundur.

Belki sevdiğiniz tarzda şarkılar söylemek istemeniz çok doğal. Hatta bunu yapmamak hayal kırıklığı doğurabilir. Ama seslerin sınıflandırılması ilerde yaşayacağınız daha büyük hayal kırıklıklarını engeller.

Çalışma ya da eğitim programlarınızı çok sık ve yorucu olmayacak şekilde ayarlayın. Bu hem fiziksel dayanıklılığınıza darbe vurur hem de sesinizde sanıldığının aksine olumsuzluklar yaşamanıza sebebiyet verir.

Ses yeterliliğiniz ve sesinizi korumayı öğrenmeniz eğitim sürecinizle doğru orantılıdır. Kısa süreli bir eğitim her zaman için yetersizdir.

Konser ya da eğitim gibi performanslar anında sesinizi korumanız yeterli değildir. Sesinizi yoğun bir şekilde kullandıktan sonra bir dinlendirme sürecine sokmanız gereklidir. Bu süreç içerisinde aşırı sıcak veya soğuk ortamlardan, gürültülü ortamlardan, sigara dumanından ve tozlu ortamlardan, yüksek sesle konuşmaktan ve alkolden kaçınmalısınız.

Lombard etkisi gürültülü ortamlarda sesin yüksek olarak kullanılması eğilimidir. İyi bir eğitim almış olan şarkıcılar seslerini lombard etkisinden korumayı bilirler ve sesi için zararlı olacak düzeye çıkmazlar.

Konserlerden önce süt, dondurma, kahve, kuruyemiş gibi gıdalar almak boğazda tahriş, boğazı temizleme ihtiyacı ve salgılarda koyulaşma meydana getirir. Limon suyu salgıları incelttiği için yararlı olabilecektir. Fakat bunu da saf olarak içmeniz yine tahriş yapacaktır. Ilık suya ya da çok açık çayla beraber limon suyu içerseniz konser öncesi boğazınızı temizlemenizde yardımcı olacaktır.

Çalışma ortamları da son derece önemlidir. Nemsiz ve kuru ortamlar, toz , gürültü, bozuk akustik, aşırı sıcak ya da soğuk ortamlar ses bozukluklarına yol açar.

Alıntıdır....
 
Cevap: Ses Egzersizleri ve Kullanımı İle İlgili Genel Bilgiler

Kişiliğimizin Aynası Sesimiz

"Şarkısını, tüyler ürpertecek kadar ürkütücü ve kötü niyetli bir kahkahayla bitirmişti. Tiyatro salonundaki izleyiciler beyinlerinden vurulmuşçasına
kımıldamadan oturuyorlardı. Kesinlikle abartmıyorum; ama herkes dakikalarca hiçbir ses çıkarmadan ve kımıldamadan oldukları yerde duruyordu . Sanki üzerlerine yoğun ve ağır bir sıvı dökülmüştü de onlar bu sıvının yükü altında boğulmuşlardı. Küçük burjuvaların soluk yüzlerinden korku ve endişe okunuyordu." Maksim Gorki,



1900 yılına girerken, bir Rus basbaritonu olan Fyodor Chaliapin’in bir gösterisini

işte böyle betimliyordu. Bu olay ve geçmiş yıllarda benzer gösterilerde yaşanan kimi olaylar, tek bir insanın sesiyle izleyenler üzerinde ne denli büyük bir etki yaratabildiğini açıkça gösteriyor. Böyle anlarda genellikle duygulanırız, tüylerimiz diken diken olur; kimi zamansa Maksim Gorki’nin betimlediği gösteri sırasında

olduğu gibi donar kalırız. Etkileyici bir sesle söylenen bir şarkıdan böylesine etkilenmemiz çok doğal. Çünkü insanoğlunun daha konuşma yolunu bulmadan çok uzun zaman önce şarkı söyleyerek duygularını anlattığı düşünülüyor. Atalarımız birbirleriyle değişik tonlarda sesler çıkararak iletişim kuruyor; birbirlerine korkularını, acılarını, üzüntülerini ve sevinçlerini bu yolla gösteriyorlardı. İnsan beyniyle ilgili araştırmaların sonuçları da müzik yada şarkıyla duygusal yoğunlaşma arasındaki ilişkiyi doğruluyor. Bir şarkı söylediğimizde yada müzik dinlediğimizde, beynimizin mantıksal ve soyut şeyleri düşünmeyi yerine getiren bölümleri değil, duygularla ilişkili olan bölümlerinde etkinlik görülüyor. Sesimizin değişik özellikleri vardır. Tonsal özelliği bunlardan biridir. Çoğu zaman, ne söylediğimiz değil, ses tonumuzun nasıl olduğu önem kazanır. İnsan sesiyle ilgili araştırma yapan bilim adamları da insanların, genellikle ne söylendiğinden çok, ses tonuna dikkat ettiklerini ortaya koydular. Kimi zaman ses tonumuzu yumuşak ve

sakin tutarak bir tartışmayı yatıştırır, onu tatlıya bağlarız; kimi zamansa ses

tonumuza hâkim olamadığımız için yakınımızdaki insanları istemediğimiz halde kırarız. Sesimizin bir başka özelliğiyse adeta kişiliğimizin ve ruhumuzun aynası

olmasıdır. Bir bakıma biz sesimizdeyizdir. Öyle ki ne kadar engellemeye çalışsak bile, çoğu zaman bizi sesimiz ele verir. Bizi tanımayan ve yalnızca sesimizi duyabilen bir kimse, yalnızca sesimizden, yaklaşık olarak kaç yaşında olduğumuzu, cinsiyetimizi, eğitim ve kültür düzeyimizi, kişiliğimizle ilgili birkaç ipucunu ve o anda neşeli mi üzgün mü olduğumuzu yüksek bir doğrulukla kestirebilir. Bu olgu

bazı dillere de yansımıştır. Örneğin, Latince’de "kişi" anlamına gelen "personare"

nin sözcük anlamı "başka sesler arasından işitilmek”tir. Öteki Canlılardan Farkımız

Konuşmak, şarkı söylemek gibi eylemler bizlere çok doğal ve olağan gelir. Bunları nasıl gerçekleştirdiğimiz üzerinde pek düşünmeyiz. Çünkü kendiliğinden gerçekleşen eylemlerdir bunlar. Belki de sesimizin oluştuğu hassas düzeneği göremememizden kaynaklanıyor bu ilgisizliğimiz. Hatta kimi zaman bu düzeneği bilmediğimizden dolayı sesimize farkında olmadan zarar bile veririz. Ancak sesimiz kısıldığında ses tellerimizin farkına varıp kısıklığı yenmek üzere önlem alırız. Peki, nasıl bir düzenek içinde oluşuyor ses? Nasıl konuşabiliyor ve şarkı

söyleyebiliyoruz? Diyelim ki evde yada işyerinde telefon çalıyor ve ahizeyi kaldırıp "Alo!" diyoruz. Telefonun çalışını duymamızla "Alo!" dememiz arasında geçen süreç bize çok olağan gelir. Ancak bu süreç, bedenimizde o anda olup bitenler açısından oldukça karmaşık bir nitelik taşır. Yalnızca "Alo!" diyebilmek için bir dizi sinir, kas ve organımızı kullanırız. Konuşurken, konuşmayı yerine getiren ses organlarımızı ve akciğer-diyafram-göğüs sistemini, gırtlağımızı ve konuşma sistemimizi kullanırız. Konuşma sistemini, boğaz, ağız boşluğu ve burun boşlukları oluşturur. Konuşma yada şarkı söyleme eylemi, akciğerlerimize aldığımız soluğun tekrar dışarı verilmesiyle gerçekleşir. Konuşurken kısa bir soluk alırız. Sonra da aldığımız soluğu konuşma sırasında yavaş yavaş veririz. Akciğerlerimizden çıkıp solunum borusundan ve daha sonra da gırtlağımızdan geçen hava, gırtlağımızın içinde yer alan ses tellerinde titreşime yol açar. Konuşma

sırasında, ses tellerinin bu titreşimi, akciğerlerdeki durağan havayı oldukça

düzenli bir dizi hava atımına dönüştürür. Bu hava atımları da konuşma sistemi

içerisindeki solunum borusunun üst bölümünü uyarır. Bu bölüm, gırtlaktaki her atımla birlikte çok kısa bir süre için tınlama yapar ve bunun sonucunda gırtlaktan gelen ses üretilir. Gırtlak o kadar hızlı bir biçimde bir dizi kısa süreli ses üretir ki, solunum borusunun her yeni uyarılması, önceki uyarılma sona ermeden başlar. Gırtlağımızın içinde yatay konumda bulunan ses tellerimiz genellikle ya kapalı yada açıktır. Ses tellerimiz açıkken, ters duran bir "V" biçimini alırlar. Soluk alıp

verdiğimizde ses tellerimiz bu şekilde açılır. Böylece soluk alıp verirken, hava,

herhangi bir engelle karşılaşmadan akciğerlerimize ulaşır yada akciğerlerimizden

dışarı verilir. Konuşma sırasında ses tellerimiz bir araya gelir yada kapanır. Ses tellerimiz kapalı konumdayken dışarı verilen hava ses tellerinin arasından geçer ve bunların titreşmesine yol açar. Ses telleri titreşirken, ses üzerine çalışan uzmanların fonasyon dedikleri, ancak bizim konuşma olarak bildiğimiz sesler çıkar. Akciğerlerimizdeki havayı daha büyük bir basınçla dışarı verdiğimizde ses tellerimizin titreşim genliği de buna göre daha yüksek olur ve ses daha kuvvetli çıkar. Oysa hava basıncı düşükse ses daha yumuşak çıkacaktır. Ses tellerini çevreleyen kaslar onların hareketini denetler. Kaslar kasıldığında, sesin perdesi yükselir; gevşediğindeyse sesin perdesi düşer. Ses tellerimizin yarattığı titreşim, bedenimizi terk ederken, içlerinde hava bulunan boğaz, ağız ve burun boşluklarından geçer. Bu aşamalar sonucunda oluşan sesimiz, ağzımızın içindeki bu boşlukların biçimine göre son "biçimini" alır. Tüm insanların seslerinin farklı olmasında, ses tellerindeki yapısal farklılıklar (boyut, incelik-kalınlık), ses yolundaki boyut farklılıkları, ve tınlamanın gerçekleştiği boşluklardaki farklılıklar önemli rol oynar. Harflerin Ses Yolundaki Yolculuğu Konuşurken, konuşma sistemimizin biçimi ve uzunluğu, dilimizin, çenemizin ve dudaklarımızın hareketine göre değişime uğrar. Bu değişimler de konuşma merkezimizin tınlama özelliğini etkiler. Örneğin, ünlü sesleri söylerken, ağzımız açık konumdayken, dudaklarımızın ve dilimizin biçimi değişir. Ünlü seslere dilbilimde “ses yolunda

herhangi bir engele uğramadan çıkan sesler” denmesi buradan gelir. Konuşma merkezimizdeki bazı daralmalar çok değişik seslerin ortaya çıkmasına yol açabilir. Kimi zaman dışarıya verilen hava kısa bir süre için durdurulabilir, ağız boşluğunda hapsedilen bir miktar hava hafif patlamalı olarak dışarı verilir. İşte ünsüz sesler de böyle ortaya çıkar. Bu nedenle ünsüz sesler dilbilimde “ses yolunda az yada çok engele uğrayıp biçimlenerek boğumlanarak çıkan sesler” diye tanımlanır. Ünlü ve ünsüz sesleri söylerken ağız boşluğumuzun, dudaklarımızın ve dilimizin nasıl biçim aldığını bir aynaya bakarak izleyebilir, ünsüz seslerin ağız boşluğunun neresinde boğumlandığını görebiliriz. Bunu denemek için, bir parmağınızı gırtlak çıkıntınızın bulunduğu yere, boğazınızın ön kısmına yerleştirerek konuşun. Konuşurken, parmağınızı koyduğunuz noktada derinin altında bir titreşimin oluştuğunu fark edeceksiniz. işte bu titreşim ses tellerinizin titreşimidir. Bedenimiz izin Verdiği Ölçüde Konuşabiliriz Güç koşullar içinde bulunduğumuzda, konuşmak için ne kadar çok çaba göstersek de bedenimizin oksijen gereksinimi konuşma isteğimizden önce geldiğinden, istediğimiz gibi konuşamayız. Örneğin, dik bir yamacı tırmandıktan sonra soluk soluğa kaldığımızda, söylemek istediklerimizi bir defada değil, kesik kesik söyleriz. Bir trafik kazası gibi, ani şok yaşadığımız olaylarda, beynimiz bu acil durum nedeniyle daha fazla oksijen alınması için emir gönderir. Doğal konuşma biçimimiz bundan etkilenir ve o anda birisi bize herhangi bir soru sorduğunda, ona yaşadığımız şoktan dolayı, çoğu zaman yanıt veremeyiz. Konuşmak için soluk almamız, sessizce kitap okurken yada uyurken soluk alıp vermemizden farklıdır. Konuşmak için aldığımız hızlı bir soluk sonucunda göğüs kaslarımız sayesinde göğsümüz, dolayısıyla akciğerlerimiz hızla genişler. Bu sırada, soluk almamızı sağlayan diyafram denen kas aşağı iner. Daha sonra, göğüs kasları ve diyafram dinlenirken, göğüs ve akciğerler küçülür. Bu küçülmeden dolayı içlerindeki hava basıncı artar ve hava dışarı verilir. Konuşurken soluğumuzun tükenmesine yakın konuşmayı kesip duraklama gereksinimini hissederiz. Bu duraklama sırasında göğsümüz yeniden genişler, yeniden soluk alırız ve konuşmayı sürdürürüz

alıntı
 
Cevap: Ses Egzersizleri ve Kullanımı İle İlgili Genel Bilgiler

Diyafram nefesi

Diyafram Nefesi:

Bu nefes türü sadece göbeğin nefes alıp verme sırasında kullanılmasını içerir, aslında hepimiz bu tekniği uygularız; bunun için sırt üstü yere uzanmanız yeterli, bir elinizi göbeğinizin üstüne koyun ve normal nefes alıp vermeye başlayın, sadece göbeğinizin nefes aldığınızda şiştiğini ve nefes verirken de indiğini göreceksiniz.İşte bu diyafram nefesidir.Bunu oturarak da uygulayabilirsiniz, bunun için elinizi yine göbeğinize koyun ve göğsünüzün nefes ile inip kalkmasına müsaade etmeden, göbeğinizin şişmesine ve inmesine izin verin.
Nefes alırken diyafram doğru kullanıldığında daha fazla bölümünün hava ile dolmasını sağlarız.
Gevşeme yöntemleri

Bu yöntemde kişi kas gruplarını belirli bir süre kasarak, belirli bir süre gevşeterek aradaki farkın haz verdiğini ve daha derin bir gevşemeye yol açtığını yavaş yavaş öğrenir.


Vücudundaki kasları gevşemiş durumda olan insanın gerginlik yaşaması mümkün değildir.Bir bakıma mutluluk duyma bedenimizi uygun şekilde kullanma ile bedenimizi uygun hale getirmekle mümkündür.Bedenimizin gevşediğini düşünerek gevşememiz mümkündür.Bu kaslarımızı gözden geçirmek ve kaslarımızın gevşediğini hayal etmekle mümkündür. Kaslar gevşerken kılcal damarlar genişler ve kan kaslara ve deriye daha çok yayılır.Bu da ısınma duygusu yaratır.Gevşerken kasılan yerlerin "soluk veriyor gibi hayal edilmesi gevşemeyi kolaylaştırır.

Oturduğunuz yerde iki omuzunuzu da dengeli bir biçimde hissederek oturun.Tüm ağırlığınızı oturduğunuz yere verin.
Burnumuzdan derin bir diyafram nefesi alıyoruz.Daha sonra bu nefesi bir süre tutarak yavaş yavaş ağzımızdan üfleyerek veriyoruz.Arka arkaya 3 kez yapılır.Nefes alırken "dünyanın tüm enerjisini içinize çekiyormuş" gibi düşünün, nefes verirken de "tüm negatif enerjiyi dışarı verir" gibi hayal edin. Solunumu yavaşlatarak bedenimizde sakinlik yaratırız.Yavaş solunum zihinsel olarak sakinlik yaratır. Bu da bedence rahatlamayı sağlar.
 
Cevap: Ses Egzersizleri ve Kullanımı İle İlgili Genel Bilgiler

Güzel bilgi paylaşımı.tşk ler
 
Cevap: Ses Egzersizleri ve Kullanımı İle İlgili Genel Bilgiler

emeklerine sağlık teşekkürler haberci_arif ..
 
Cevap: Ses Egzersizleri ve Kullanımı İle İlgili Genel Bilgiler

ben teşekkür ederim ferdesu hocam siteye katkıda bulunabildiysem ne mutlu bana...

saygılar...
 
Cevap: Ses Egzersizleri ve Kullanımı İle İlgili Genel Bilgiler

Teşekkürler
Ses Egzersizleri Metodu.rar adlı dosyayı çıkartırken hata veriyor yeniden yükleyebilirseniz sevinirim.
 

Demonu Paylaş Yine Yarışma Yapalım mı ? Anket

  • Evet

    Oy: 16 69.6%
  • Kararsızım

    Oy: 7 30.4%
  • Hayır

    Oy: 0 0.0%

Delüxe üyelik Yapın sizinde olsun.. (Sunucu Ödemeleri için katkınız olsun)

Son kaynaklar

İyiki Doğdunuz :)

Geri
Üst