90 ları harun kolçak'ın gir kanıma adlı şarkısıyla hatırlarım.. ilk okul 2 bitti bitecek bu kaseti sınıf öğretmenime hediye etmiştim.. öyleki trt de klip yayınlanınca ekrana adapte olurdum. çocuk aklı işte..
sonrasında ferdi baba rüzgarlarını hatırlarım.. hatta 92 yılında köye ziyarete gittiğimde annemler gülhane parkına ferdi tayfur konserine gitmişler.. köyden geldiğimde anlatmışlardı.. ferdi babayı tam olarak o zamanlarda seçemesemde aklım gülhane parkındaki kardeşlerimin anlattığı kaydırak ve sallancaklarda kalmıştı.. bizimkiler vapuru kaçırıp içine su giren tekne ile tüp tencere karşıya geçerken panik atak annemin yaşadıklarına halen gülerim...
alem buysa kral benem..
ortaokul 2. sınıftaydım.. mahsun kırmızıgülün sarı gömlekli kahverengi pantolunla ortalığı kasıp kavurduğu dönemler...
kenan doğulunun sımsıkı sar beni klibini ve şarkıyı tarih filmi izler gibi izlerdim..
3 kafadar saçımızı sıfır numara kestirdiğimiz o dönemlerde müdür yardımcısı satılmış hocanın sınıfta üçümüzüde azarlayıp birkaç gün okuldan uzaklaştırması o dönemlerin en karanlık günleriydi..
işin ilginç yanı o kış zamanında saçım uzasın diye günde birkaç defa saçımı yıkadığımıda asla unutmam..
ismini hatırlamadığım yan sınıftan çok güzel bir kız vardı.. ben ona bakar o bana nedense hiç bakmazdı.. ve bir türlüde açılamamıştım.. o dönemki becereksizliğim hala devam ediyor desem yalan olmaz..
orta okul diploması 2,90 gelmişti. liseye en son zamanlarda kayıt oldum..
öyle dönemlerki.. ankaralı turgut rüzgarı esiyor, yıldız tilbe gürlüyor...
ortaokuldaki beceriksiliğim bu dönemdede devam eder evde inek misali ders çalışan insan tiplemesine uyan bir dönemden geçiyordum..
tarih dersinde hocanın gözüne girmiş, ticaret matematiğini bir türlü öğrenememiş biri olarak hayatımda ilk teşekkürüde almış bulunmaktaydım..
köşe başlarında fosur fosur sigara içen arkadaşlara pek yakınlaşmamam gerektiğini bilir hayatı dar pencereden izleyip dar hayaller kurardım..
youtube, facebook, twitter hayale gelmez.. pc, laptop ve cep telefonu orta düzey ailelerde dahi yoktu..
sonrasında aldığım bugünün gençleri sanırım bilmez pentium 266 işlemcili bilgisayarımda kurulu olan windows 98 te arka plan resmini değiştirmek için sağ tuşa basılacağını dahi bilemediğim o günler tarih oldu..
milenyum çağının başlamasına yakın mezun olduğum liseden muhasebeci olarak çıktım bir sevdaya... 2 ay kafede eleman sonrasında dehşet maaşlı bir işle başlayan iş hayatım şehirlerarası mola yerleri gibi molalı molalı devam etti gitti.
geriye dönüp baktığımda 90 lar gerçekten saydam ve doğal yıllardı...
sonrasında ferdi baba rüzgarlarını hatırlarım.. hatta 92 yılında köye ziyarete gittiğimde annemler gülhane parkına ferdi tayfur konserine gitmişler.. köyden geldiğimde anlatmışlardı.. ferdi babayı tam olarak o zamanlarda seçemesemde aklım gülhane parkındaki kardeşlerimin anlattığı kaydırak ve sallancaklarda kalmıştı.. bizimkiler vapuru kaçırıp içine su giren tekne ile tüp tencere karşıya geçerken panik atak annemin yaşadıklarına halen gülerim...
alem buysa kral benem..
ortaokul 2. sınıftaydım.. mahsun kırmızıgülün sarı gömlekli kahverengi pantolunla ortalığı kasıp kavurduğu dönemler...
kenan doğulunun sımsıkı sar beni klibini ve şarkıyı tarih filmi izler gibi izlerdim..
3 kafadar saçımızı sıfır numara kestirdiğimiz o dönemlerde müdür yardımcısı satılmış hocanın sınıfta üçümüzüde azarlayıp birkaç gün okuldan uzaklaştırması o dönemlerin en karanlık günleriydi..
işin ilginç yanı o kış zamanında saçım uzasın diye günde birkaç defa saçımı yıkadığımıda asla unutmam..
ismini hatırlamadığım yan sınıftan çok güzel bir kız vardı.. ben ona bakar o bana nedense hiç bakmazdı.. ve bir türlüde açılamamıştım.. o dönemki becereksizliğim hala devam ediyor desem yalan olmaz..
orta okul diploması 2,90 gelmişti. liseye en son zamanlarda kayıt oldum..
öyle dönemlerki.. ankaralı turgut rüzgarı esiyor, yıldız tilbe gürlüyor...
ortaokuldaki beceriksiliğim bu dönemdede devam eder evde inek misali ders çalışan insan tiplemesine uyan bir dönemden geçiyordum..
tarih dersinde hocanın gözüne girmiş, ticaret matematiğini bir türlü öğrenememiş biri olarak hayatımda ilk teşekkürüde almış bulunmaktaydım..
köşe başlarında fosur fosur sigara içen arkadaşlara pek yakınlaşmamam gerektiğini bilir hayatı dar pencereden izleyip dar hayaller kurardım..
youtube, facebook, twitter hayale gelmez.. pc, laptop ve cep telefonu orta düzey ailelerde dahi yoktu..
sonrasında aldığım bugünün gençleri sanırım bilmez pentium 266 işlemcili bilgisayarımda kurulu olan windows 98 te arka plan resmini değiştirmek için sağ tuşa basılacağını dahi bilemediğim o günler tarih oldu..
milenyum çağının başlamasına yakın mezun olduğum liseden muhasebeci olarak çıktım bir sevdaya... 2 ay kafede eleman sonrasında dehşet maaşlı bir işle başlayan iş hayatım şehirlerarası mola yerleri gibi molalı molalı devam etti gitti.
geriye dönüp baktığımda 90 lar gerçekten saydam ve doğal yıllardı...
Moderatör tarafında düzenlendi: