- Katılım
- 30 Ocak 2009
- Mesajlar
- 1
- Tepkime puanı
- 96
- Puanları
- 0
- Konum
- istanbul
- Enst.
- Korg pa800 keman piyano
Frekans Algılama Mekanizması
Havada ilerleyen ses dalgaları (basınç değişimleri), kulak zarını kendi frekanslarına uyacak bir titreşim yapmaya zorlar. Zardaki titreşimler kemikler aracılığıyla oval pencere zarına iletilir. Buradan, salyangozun içini dolduran perilenf sıvısına geçer ve onu dalgalandırır. Sıvı içinde boydan boya uzanan taban zarının belirli bölgeleri bu dalgalarla rezonans haline gelir. Rezonans bölgelerindeki tüylü hücrelerin tüyleri hareketlendirir (buğday tarlasında rüzgardan etkilenen başaklar gibi). Bu bölgelerdeki hücrelerin altına raslayan nöronlar daha kuvvetle uyarıldıklarından, beyne daha şiddetli sinyaller gönderirler.
Gelen sesin frekansı değişirse, iç kulak sıvısındaki dalgaların dalgaboyu değişir. Dolayısıyla, rezonans bölgelerinin yerleri de farklı olur.; beyne, farklı nöronlardanfarklı sinyaller gider. Her bir frekans için, taban zarı üzerinde, farklı bir maksimum duyarlılık bölgesi (rezonans bölgesi) vardır. Yani, rezonans bölgesinin taban zarı üzerindeki konumu (x) senin frekansına bağlıdır. Düşük frekanslı sesler, zarın apekse yakın esnek (ve enli) kısımlarını uyarır. Yüksek frekanslı seslerin uyardığı bölgeler ise, oval pencereye yakın, daha hareketsiz (ve dar) bölgelerdir. Demek ki beynimiz,aslında, sinyallerin hangi konumdaki hücrelerden geldiğini saptamaktadır. Kulağa gelen basit sesin (x konumunun) kaymasına neden olur. Bu kayma, beyinde, perde değişikliği olarak anlamlandırılır. Daha bilimsel bir dille, bir sesin frekansıyla ilgili bilgilerin, konumu olarak kodlandığını söyleyebiliriz. Uyarılan nöronların bulunduğu yere göre, perde pest veya tiz olarak algılanır.
Havada ilerleyen ses dalgaları (basınç değişimleri), kulak zarını kendi frekanslarına uyacak bir titreşim yapmaya zorlar. Zardaki titreşimler kemikler aracılığıyla oval pencere zarına iletilir. Buradan, salyangozun içini dolduran perilenf sıvısına geçer ve onu dalgalandırır. Sıvı içinde boydan boya uzanan taban zarının belirli bölgeleri bu dalgalarla rezonans haline gelir. Rezonans bölgelerindeki tüylü hücrelerin tüyleri hareketlendirir (buğday tarlasında rüzgardan etkilenen başaklar gibi). Bu bölgelerdeki hücrelerin altına raslayan nöronlar daha kuvvetle uyarıldıklarından, beyne daha şiddetli sinyaller gönderirler.
Gelen sesin frekansı değişirse, iç kulak sıvısındaki dalgaların dalgaboyu değişir. Dolayısıyla, rezonans bölgelerinin yerleri de farklı olur.; beyne, farklı nöronlardanfarklı sinyaller gider. Her bir frekans için, taban zarı üzerinde, farklı bir maksimum duyarlılık bölgesi (rezonans bölgesi) vardır. Yani, rezonans bölgesinin taban zarı üzerindeki konumu (x) senin frekansına bağlıdır. Düşük frekanslı sesler, zarın apekse yakın esnek (ve enli) kısımlarını uyarır. Yüksek frekanslı seslerin uyardığı bölgeler ise, oval pencereye yakın, daha hareketsiz (ve dar) bölgelerdir. Demek ki beynimiz,aslında, sinyallerin hangi konumdaki hücrelerden geldiğini saptamaktadır. Kulağa gelen basit sesin (x konumunun) kaymasına neden olur. Bu kayma, beyinde, perde değişikliği olarak anlamlandırılır. Daha bilimsel bir dille, bir sesin frekansıyla ilgili bilgilerin, konumu olarak kodlandığını söyleyebiliriz. Uyarılan nöronların bulunduğu yere göre, perde pest veya tiz olarak algılanır.