- Katılım
- 30 Ocak 2009
- Mesajlar
- 1
- Tepkime puanı
- 96
- Puanları
- 0
- Konum
- istanbul
- Enst.
- Korg pa800 keman piyano
Çok yaygın bir kullanım alanı olan tef, bazı yerlerde def diye de anılabilir. Ritim sazlar içinde sesi en çok çıkan ve dolayısıyla ritimi en çok belirleyici olandır. Günümüzde uygulanmasa da, eskiden fasıllarda tefi çalan sazende orkestrayı ve koroyu yönetirmiş. Yani, Batı Müziği’nden müziğimize geçmiş şef kavramının Türk Müziği’ndeki karşılığı tefi çalan sazendedir. Tabi, cumhuriyetinin ilk yıllarında müzikte daha yerleşik bir düzene geçme ve modern bir görünüme sahip olma kaygılarıyla Türk Müziği orkestralarını da şef yönetmeye başlamıştır.
Türk Sanat Müziği’nin yanı sıra, Halk Müziği’nde de bol bol kullanılır bu ritim sazı. Kına gecelerinde belki görmüşsünüzdür veya köy düğünlerinde rastlamışsınızdır. Gözlemlediğim kadarıyla ritimcileri en çok zorlayan sazdır. Bir yandan zillere vurup bir yandan deriye vurmak gerekir çünkü. Bir yandan sallamaya çalışmak da cabası. Bu günlerde çok fazla kullanılmayışını üzerine yüklenen görevin alınmasıyla sazın bir nebze unutulmasına bağlıyorum. Ama yine de, müzik içinde güzel bir karmaşa oluşturduğunu düşündüğüm bu sazın Türk Müziği’ndeki önemini kimse inkâr edemez.
Aynı bendir ve darbukada olduğu gibi, şimdilerde hayvan derisi yerine sentetik malzemeler de kullanılıyor. Bunun sebebi de, sentetik maddelerin deriye göre çok ucuz olması ve hava şartlarından çok daha az etkilenmesidir. Öyle ki, dana derisinden yapılmış bir ritim saz, yağmur yağmaya başlamasıyla birlikte havadaki nem oranı değiştiğinden yeniden akort isteyebilir. Sentetikten yapılan ise bir kaç ayda bir belki akort edilir. Buna rağmen, bazı insanların hayvan derisinde ısrar etmesi bence haksız bir ısrar değil. Sesin insanda oluşturduğu tesir, doğal olanda kulağa çok daha gerçek geliyor.
alıntı..