Askerlik hatiralarimizi yazalim buraya

Askerlik hatiralarimizi yazalim


Bir gun boluk komutani mutfaktan gecerken yamuk bakir bir tabak gorur.

boluk cavusuna emir verir.Tabagi kim yamultu ise ortaya ciksin.

Kimsede cevap yok isin ucunda dayak var.sene 1967 Bakir kalayli tabaklarda yemek yiyiyoruz.
Hepimiz karar aldik boluge yuz tane yeni tabak alalim diye haber yolladik boluk cavusunla kabul olmadi.

3 gun size musade kim tabagi yamultu ise ortaya cikmazsa herkesin saci

kesilecek diye haber geldi.

Gene kimseden cit yok vakit doldu benim saclarda biraz buyumustu izine gidecektim.

Boluk oldugu gibi hazira gectik berberler geldi .Son olarak gene soruldu

tabagi kim yamultu diye gene kimseden cevap yok .
Bide baktik herkes berber olmus.


Emir herkesin sacini kesin .Berberler makinalarla saclarimizin tam ortasindan yol actilar.

En sonunda berberler bir birinin saclarini kestiler.


Ankara /Lalahan - Daglarin arasinda Denizci Bolugu.

Nejat Levent ( Harici Posta) 24 ay askerlik.


Buyrun siz devam ediniz.

çok güselll yaaa...

Ben 18 ay yapanlardanim. Bizim tabaklar krom du bakir degildi.
O tabaklardan biri kaybolmus yemekhane sayiminda eksik cikmis.
Nobetci Amir tutturdu o tabak ortaya cikacak diye.
Tabak koguslar bolgesinde copun icinde bulununca bizim nobetci subay iyice dellendi tabi Komutan gecenin korunde butun bolugu terliklerle pijamalarla bolugun top sahasinda istimaya aldi. Sonra da gece egitimi yaptirdi.
Bu isi kimin yaptigi ortaya cikana kadarda top sahasi etrafinda kosu yaptiracagini soyledi.
Hava nasil ayaz anlatamam gecenin bi vakti, kar, soguk parka bile yok ustumuzde!
Baktim kimsenin cikacagida yok ben ciktim dedim komutanim ben attim.
Tabii komutan beni cok iyi tanidigi icin benim boyle birseyi yapmayacagimi taburu kurtarmak icin numara yaptigimi anladi. Sonra nolduysa nobetci subayin iki adami
iyi bi patakladigini gordum sanirim suclular kendini eleverdi.
Sabaha karsi donmus vaziyette koguslar bolgesine anca cikabildik.
Ve bunlarin hepsi Nejat Levent hocamin bahsettigi gibi bir tabak yuzunden yasandi!! Zimmet askeriyede cok onemli bir unsur. Saygilar...

Ben askerliğimi kıbrıs girnede yaptım kısa dönem olarak 5 ay 5 gün yaptım bunuda nejat abim için gerçekten üzülerek söylüyorum yaa 24 ay ne demeke 5 ay ne demek neyse...
ben kıbrısta kolordu merkezinde ulaştırma takımında sivil olarak türkiyeden gelen komutan ve paşaları kıbrıs tarihi turistik yerleri ve gazinoları gezdirmekle görevli idim...
bayramın 3. günü akşam ve ertesi sabah teskeremi alıp çıkış yapıcam... tabi teskere alacağım için hazırlandım duşumu aldım genelde akşam iştimalarına girmem görevli olduğum için... teskereci olduğum için o akşam oradaydım... yeni mezun bi teğmen o akşam nöbetci... millet konuşmaya başlayınca ben baktım istikamet(*) yiyoruz... en son acemilikte duyduğum o sesleri duyuncu ne olduğunu anlamadım tertemiz duşumu almış kıyafetlerimi giymiş vaziyetteyken istikamet sınav derken kendimi yerlerde buldum...

(*) istikamet = komutanın askerlere yön bildirerek " dağılın marş marş" ifadesi ile bütün askerlerin o yöne dağılması ve akabinde gelecek " yat" "sürün" ve "şınav vaziyeti al" gibi komutlarla askere yapılan işkence....

iyi anılarımı kötü anılarımı anlatsam diye düşündüm bende kötü olanını anlatayım

Manisa kırkağaç 6 er eğitim alay komutanlığında 12 bölük 57 mm. GTT ( Geri Tepmesiz Top ) ihtisasımızdan sonra diyarbakıra toplama merkezinden birliğimize teslim olduk 3- 5 günlük askeriz bölük komutanı ense traşını gördü bir tokat yedik ( ne vuruyon len dememiz gerekirken ) üstüne birde Oktay Kutay Kırklareli emret komutanım dedik

iştimadan sonra yanıma gel dedi neyse iştima alında gittim yanına yine kısa künye emret komutanım dedim kırklarelinin neresindensin dedi babaeski 'nin felanca köyü dedim oranın muhtarı şu kişimiydi dedi felanca tarihte oydu dedim akrabam olur dedim tamam dedi selam söylersin dedi sonradan öğrendimki 1985 1990 lı yıllarda babaeskide Jandarma karakolunda görev yapmış neyse arkadaşlarımın yanına gittim tabii dururmuyum hemen evi aradım dedim akrabaya söyleyin bizim komutanı arasın bir torpil ayarlasın en azından operasyonlardan sıyrılırız dedim ( diyarbakır'ın ilçesine müzisyen olarak gitmiştim hesapta gazinoya geçecektik ) neyse aramışlar muhtar komutanı tanıyamamış ( ulan dedim komutan muhtarı tanıyo muhtar komutanı tanımıyo ya yuhhh )

Neyse 10 15 gün sonra komutana gittim kısa künye yine her zamanki gibi dedim komutanım felanca muhtarın size selamı var dedi aleyküm selam nasılmış dedi iyimiş dedim size selamı var bizim yeğene sahip çıksın bir zahmet yardımcı olsun dedi ( kendi tabirimle kendi kendime torpil koparmaya çalışıyorum )
ben sana güzellik yapacam dedi biz gazinoya geçmeyi beklerken G3 tüfekle göreve giden Oktaya G3 + RPG 7 kilitleyince pişman oldum ama neye yarar
anladım ki bu komutan ya bizim muhtarı hiç sevmiyo yada torpili sevmiyo

teskereci olmama 3 ay var gazinoya sorumlu alınacak toplantı var bölük assubayı ilçe jandarma komutanı komando bölük komutanı toplantıda assubay beni önermiş oktay sorumlusu olsun

hem çavuş , hem müzisyen , hem teskereci 3 ay rahat çevirir burayı demiş ilçe jandarma komutanı tamam demiş bölük komutanı kimi istersen al oraya yerleştir ama o olmaz ulaaaa adamdan torpil istedik adam bize çin işkencesi çektiriyo ,

o gün bugün birinin selamı ile kendime bir mefaat çıkar yardım almaya çalışmam tövbe ettim


iyi anılarımda var ama daha sonra konu takip te olursa onlarıda yazarım

Buyrun devam edin

Aramızda askerilk yapmış kişiler az heralde

ben askerliğimi ank. çankayada bulunan cum. başk. muhafız alayında piyade onbaşı olarak
18 ay yaptım..bölükler arası futbol turnuvasında bızım bölüğün defansında futbol oynarken final maçında rahmetli turgut özalında izlediği maçta maçın sonlarına doğru 4 kişiyi ekarte ederek çektiğim şutun tam 90 a gidip gol olmasını hala unutamıyorum..maç beraber bitecekti derken galip geldik kupayı aldık ve çok büyük bir mutluluk oldu bu benim için .
:bu arada avladığım kalecide bizim rize ikizdereliydi bazan görüşürüz çarşıda karşılaşırız o günleri yad ederiz.

ben anlatmayayım en iyisi...

Ben gene devam edeyim.

Bolukler arasi maclar vardi.Bizim Boluk finale kaldi .Izine gidecektim mactan sonra Boluk komutani beni cagirdi yenilirseniz.

izin kagidini yirtarim ve saclarinizi sifirlatirim dedi .arkadaslara durumu anlattim komutan bizi fena yapacak dediim.

neyse mac basladi ben orta sag oynuyorum korkudan gol yemeylim diye.Kimseyi yaklastirmiyorum yanima karsiki tarafin forvetlerine cok sakarim diyorum yanima yaklastiklari vakit ayaniza bir sey olursa kusura bakma diyorum kimse topa hizli girmiyor.

Tek kale oynuyoruz karsiki bolugun kalecisi Subay iri yari bizimkiler kornerlere kafa cikarken kendilerini yerde buluyorlar.Hayatimda ilk defa ukelalik yaptim macta subay filan olmaz konusabilirsin.Komutanim faul yapiyorsunuz dedim.Sesini cikarmadi neyse bir sifir

oldu bizimkiler bir tane atti sevincten ucuyoruz.

Tek kale oynuyoruz gol atamiyoruz dakikalar gecmiyor delirecegim nerdeyse mac bitti
bir sifir kazandik .Kislaya gidiyoruz boluk komutani yanima geldi aferin pire dedi

izini hakketin dedi. Biraz sonra anons edildi. Nejat Levent Subaylarin Toplanti salonuna gelsin dedi. Tamam dedim izin kagidini almaya cagiriyorlar dedim.Neyse kapiyi vurdum iceri girince selam verim. Butun subaylar toplanmisti.Aralarinda anlasmislar.

Kaleci subay beni yan odaya cagirdi.Ben faul yaptim ha dedi Tokatlari sagli sollu yuzumde

patlamaya basladi.Yikilmadim ayaktaytim cunku izine gidicem diye cok sevincliydim.

Dayak fasli bitince elime izin kagidini uzatti.Sevindim.

Kapidan ucarak ciktim yolda bizim yazicilar komutani gordu ne oldu yuzun kipkirmizi dedi.

Dayak yedim dedim Bana dedi gel albaya gidelim durumu anlatalim dedi.Yok komutanim dedim Izine gidiyorum bir saat sonra dedim gene kazaya ugramayalim dedim.

Ve Biraz sonra cantami alip Bolukten ciktim Lalahan tren istasyonundan Ankaraya gitmek icin Trene bindim.Ankara Indim Bent deresinde mektebe ugradim .12 otobusuyle istanbula

yolculuga ciktim.


Buyrun devam ediniz

20 ay er olarak yaptım. Çünkü ilk kazandığım elektronik öğretmenliğine sağ-sol nedeniyle babam tarafından gönderilmemiştim. O zaman askere gideyim bari dedim ve torpil de bularak tecilimi bozdurup müracaat ettim. Ne torpilmiş ancak iki yıl sonra gidebildim. 81 Temmuz - 83 Ocak. Acemi birliğim Manisa batıkışla, Tanksavar. Neyse yazıcıların önündeyiz bir baktım mahalleden bir arkadaş. "Seni bizim bölüğe yazalım" dedi. 7. Bölük. Meğer en berbat bölükmüş. Bir ay sonra bölük komutanı beni yanına çağırdı. "en tanksavarsın. Senin burda ne işin var?" Bende cevap yok. "Seni buraya kim yazdı, çabuk söyle?" Baktım niyeti ciddi, doğru söylemezsem iş değişecek. Böylece doğruyu söyledim. Yani anlayacağınız benden 4 ay önce gelmiş bir er benim bölüğümü değiştirmiş oldu. Cehennem sıcağı. Deli gömleği dediğimiz kısa kollu haki gömleklerimiz terden renk değiştirmişti. Beyin kanamasından üç arkadaşımız ölmüştü. Ne günlerdi. Neyse dağıtıma 15 gün kala bizi topladılar. Bir albay "Müzikle ilgilenen var mı?" diye soruyor. Arkadaşlar "Yav söylesene uğraştığını... " diye habire beni dürtüyorlar ama ben istemiyorum. Bir ara birisi arkamdan bir itti ve bir iki adım atmak zorunda kaldım. "İlgileniyor musun?" sorusuna "biraz." diyebildim. Neyse on-onbeş kişiyi bir salonda topladılar. Albaybir kaç şey sordu. B en zannediyorum ki ordu evinden geliyor. Meğer Askeri Müze ve Kültür sitesi Komutanlığına seçilmişim haberim yok. Yani askerliğimin geri kalanını Harbiye' de Mehter Takımı'n da tamamladım. Sabah öğleye kadar bir süre Klasik Türk müziği çalışması, sonra mehter marşları çalışması yapılıyor. Bu arada bana davul verildi ve usül çalışması yapıyorum. Zaten biraz bilgim var ama eksiğim de var. Usta askerlerin yanında acemi olarak sadece üçümüze enstrüman verildi. Sivil yaşamında kulaktan harika klarnet çalan bir çocuk var. Bir gün bu bir astsubayın gözüne batan bir şey yapmış olmalı ki, bir anda çalışma yaptığım odaya girdi. Bana "Ne yapıyorsun dedi?" Usülleri çalıştığımı söyledim. Daha bölüğe geleli 20 gün olmuş. "Çal bakalım söylediğim usülleri..." dedi. Neyse hangi usülü söylediyse çaldım. Bu arada o çocuğu dövmek için o küçük odaya getirdiğini anlamıştım. Bu sefer ona sormaya başladı. Zavallıcık hiç bir usülün ismini ve kaç kaçlık olduğunu bilmiyor ama bir ritmi bir kez duysun yeter. Mükemmel çalıyor davulu. Tabi astsubayın söylediği hiç bir ritmi düzgün çalamıyor. Atıyorum, Astsubay sofyan çal diyor, o nim sofyan çalıyor... Bir kızdı. "10 gühlük acemi hepsini biliyor da sen buraya geleli 4 ayı geçti hala öğrenemedin mi?" diye bastı tokadı. Bir üzülmüştüm. Sonra usülleri ben öğrettim ona. Aslında benden daha mükemmel çalıyor ama kulaktan. Klarneti de öyle çalıyordu. Muhteşem ama nota ve usül nedir bilmeden... Ne günlerimiz geçti. En berbatı Pazartesi hariç hergün 15-16 arası, müzeye gelen turistlere konser verme zorunluluğumuzdu. Traş olmak ve takma bıyık takmak en kötüsüydü... Bir güzel tarafı Pakistan'ı görmüş olmam.