80 li yıllarda henüz daha workstation ve aranger klavyeler yokken amcamın bas yada saksafon çaldığı orkestrasını ağzım açık programın sonuna kadar izlerdim. Edirne'de çeşitli düğün salonlarında şu an ismini hatırlayamadığım orkestrasındaki bütün müzisyenler hepsi aynı kostümü giyerlerdi. O kocaman bas hoparlörün karşısında oturur ve yüreğimde titreşimlerini hissederdim. Çok güzel orkestralarla çıkılırdı o yıllarda düğünlere. Daha sonraları klavyeler bu orkestraların yerini aldı. 90 lı yıllarda artık bir roland E70 tutkunuydum ve kesinlikle ona sahip olmalıydım. Annemin ve babamında destekleriyle İstanbul Yüksek kaldırım Aslan İşhanındaki İpek Müzikten Bir Roland E56 aldım. O gece orgumla sabahladım. Sonraki gecelerde de elimde olsa onu yatağa alacaktım. O benim sevgilim gibiydi. Sonra İlk çaldığım düğünü hatırlıyorum o kadar çok heyecanlanmıştım ki hala unutamam.