• '' 20 '' Konu Açan yada mesaj yazmış olan Rütbe '' Özel üye '' olucaktır.. Vip üye de 200 konu yada Cevap vermiş olan Rütbe kazanacaktır saygılar

ilginc bir askeri toren...

Cevap: ilginc bir askeri toren...

allah dinimizden, kültürümüzden bizi uzak etmesin inş.
 
Cevap: ilginc bir askeri toren...

Burda asıl önemli olan insanların o anki duygu ve düşünceleridir.hangi ülkenin hangi kültürün mensupları olduklarının ve duygularını dile getiriş biçimlerinin hiç bir önemi yoktur.
 
Cevap: ilginc bir askeri toren...

geçenlerde bir şehit cenazesine katıldım....şehitimizin naaşı omuzlara alınınca bir gurup arkadaş şehidimizi alkışladık...imam bizi micle bütün katılımcılara da duyurarak azarlarcasına uyardı:-cenazeyi alkışlamak dinimizde günahtır..vs...
şehidimizin ailesi bir hafta sonra ofisime geldi...benim nezdimde bütün arkadaşlarımıza teşekkür ettiler...
yorumu size bırakıyorum...selamlar hepinize....
 
Cevap: ilginc bir askeri toren...

başımıza ne geldiyse dincilerden gelmedimi zaten? şehit cenazesinde alkışlamanın günah olacağını düşünmüyorum.. bu adamlar şehitler için neler neler yapmışlar helal olsun.. adamların vatansevgisi bizimkilerden çok daha fazla besbelli.. 15-20 şehit veririz başbakanın EDİT: ÜSLÜBA DİKKAT LÜTFEN! neyse..
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
Cevap: ilginc bir askeri toren...

başımıza ne geldiyse dincilerden gelmedimi zaten? şehit cenazesinde alkışlamanın günah olacağını düşünmüyorum.. bu adamlar şehitler için neler neler yapmışlar helal olsun.. adamların vatansevgisi bizimkilerden çok daha fazla besbelli.. 15-20 şehit veririz başbakanın ..kinde bile olmaz ! neyse..

hocam yanlış anlamada bilmediğin bir konuyu ben öyle düşünüyorum diyerek alkış tutmanın dogrulugunu ispatlama gibi bir düşünceyi ortaya atıyorsun...doğrudur yanlıştır ben bilmem ama küçük bir araştırma yap istersen..tabikkii şehitlere vefa borcumuzu asla ödeyemeyiz ama onlara bir fatiha göndermek vazifemiz ki her defasında kıldıgımız namazlarda yerine getirmeye çalışırız... bak din işleri yüksek kurulu derki;

Özellikle şehit cenazelerinde tekbir getirilmesi ve alkışlarla slogan atılması alışılmış görüntüler arasında yer alıyor. Bu tür uygulamalar İslam'a uygunmudur? Konuyu uzmanlarına sorduk.
Ebedî hayata uğurlamanın da bir adabı vardır. O an, vefat eden insan için ebedî hayatın başlangıcıdır. Ama aynı zamanda geri kalanların ölümü hatırlaması adına önemli bir derstir. Peki ölünün ardından, cenaze töreninde yapılan bazı ritüeller ne kadar doğru? Cenazede slogan atmak, alkış tutmak, zılgıt çekmek, tekbir getirmek, parayla Kur'an okumak, tabut başında uzun konuşmalar yapmak dinen uygun mu?
Ölüm, perde perde hayatımızı saran, en beklenmedik anda karşımıza çıkan, bazen tenhada, bazen kalabalıkta bizi, sevdiklerimizi hayattan koparıp alandır. Ölüm "Sabredenleri müjdele. Onlar başlarına bir musibet gelince, 'Biz hiç şüphesiz Allah'a aidiz ve şüphesiz O'na döneceğiz' derler." ilahi fehvasına konu olan büyük vuslattır.
Alanında uzman kişiler, "Cenaze merasimleri nasıl olmalı? Ölünün ardından sorumluluklarımız neler? Yas sürecinde yakınını kaybeden kişiye yardım ve yaklaşım nasıl olmalı?" gibi pek çok soruya cevap verdi. Bu cevapları birlikte okuyalım.
Ölüyü övmek cahiliye âdetidir.
Prof. Dr. Hayreddin Karaman: Ölü başında uzun boylu konuşmak, ölüyü övmek hem cahiliye âdetidir hem de ölünün teçhiz ve defininde acele davranma sünnetine aykırıdır. Helallik almak ve kısaca dua etmek uygundur. Cenazeyi defnettikten sonra bir müddet oradan ayrılmayıp dua ve istiğfar ile meşgul olmak da sünnettir.
Sükûnet içerisinde uğurlanmalı
Dr. Ekrem Keleş (Din İşleri Yüksek Kurulu): Cenazede alkış tutmak veya çeşitli etkenlerle cenaze merasimini bir protestoya dönüştürmek dinî bakımdan asla doğru değildir. İslam geleneğinde cenazenin sükuneti ile bağdaşmayacağı için tekbir getirmek bile uygun görülmemiş ve mekruh olarak kabul edilmiştir. Cenaze merasimleri ibadet yönü bulunan uygulamalardır. Bu merasimlerde müminler ölmüş kardeşlerine dua eder, ailesinin acısını paylaşır, ölümü hatırlar ve tefekkür eder. Cenaze merasimleri yaşayanlara yönelik ölümü hatırlatmak, ahireti düşünerek ibret almak gibi bir başka işlevi de vardır. Bu sebeple cenaze merasimlerinde alkış tutmak, ıslık çalmak, bağırıp çağırmak, yüksek sesle ağlamak, slogan atmak, zılgıt çekmek, tezahürat yapmak caiz olmaz.
Törenler, yas sürecini kısaltır.

Prof. Dr. Kemal Sayar (Psikiyatrist): Cenaze törenleri öncelikle, ölenin yakınları için ölümü kabullenmeyi kolaylaştırır. Herhangi bir afetin, kazanın sonucu bedenine ulaşılamayan insanların ardından sembolik törenlerin yapılmasının bir sebebi de budur. İnsan kabul etmek istemez sevdiği bir insanın hayatından geri dönüşü imkânsız bir şekilde gitmesini ve inkâr eder. Cenaze töreni ile yasın ilk aşaması olan inkâr durumunda, ölenin yakınları emin olurlar ki geri dönüş yoktur. Böylelikle yas sürecini inkârdan diğer basamaklara geçerek tamamlamaları ve devam eden bir yasa dönüştürmemeleri daha kolay olur. Sevdiğimiz kişiyi toprağa vermekle bizim rehabilitasyonumuz da başlar.
Yetimlere destek olunmalı
Prof. Dr. Soner Gündüzöz: (Din İşleri Yüksek Kurulu): Taziye müddeti, acının katmerleşmesine engel olmak için 3 gün ile sınırlandırılmıştır. Ölünün ardından ücret karşılığı Kur'an okumak ve okutmak, cenazenin defininden sonra yapılan devir ve ıskat gibi uygulamalar, mezarlıkları ibadethane haline getirmek, ölülerden medet umarak kabir ve türbelerde mum yakmak ve çaput bağlamak bidattir.
Ölenin yakınlarına düşen birtakım sorumluluklar vardır. Ölenin borcu varsa onlar vârisleri olarak alacaklılara bunu geciktirmeden ödemeli. Bir kişi öldüğünde onun iyiliklerini anlatmak, onun ardından hayır duada bulunmak ve hakkında kötü söz söylememek gerekir. Ölenin ardında bıraktığı yetimlerin ümidini kırmamak, onlara manevî destek olmak, yaşama sevinci aşılamak, bununla da yetinmeyip onlardan ihtiyaç sahiplerine olabildiğince her türlü maddî desteği yapmak mümin olmanın şiarındandır.
Şeytanın ne yiyip, ne giyeceksin? sorularına aldanma
Prof. Dr. Kâmil Yılmaz (Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı): İnsanı her an dünyaya esir etmeye çalışan şeytanın, "Ne yiyeceksin, giyeceksin? Nerede barınacaksın?" şeklindeki şaşırtıcı sorularına kişi, "Ölüm yiyeceğim, kefen giyeceğim, kabri mesken tutup orada barınacağım" şeklinde radikal cevaplar verebilmelidir.
'Yası bir an önce bitir, güçlü ol' dememeli
Prof. Dr. Erol Göka (Psikiyatrist): Yas tutan insanın çevresinde bulunanlar, yası bir an önce bitirmesi gerektiği, güçlü bir insan olduğu, iradesini kullanması gibi gerekçelerle büyük değişim ve karar önerileri getirebiliyor. Oysa yapılması gereken, hayatıyla ilgili büyük kararların yas döneminde alınmaması, ertelenmesi önerilerinde bulunmaktır. Duygusal durum, sağlıklı hüküm verme sürecini bulandırabilir. Bu şartlar altında olumsuz ve uzun dönem etkileri olan kararlar alınabilir. Bunlardan kaçınılmalıdır.
"Çok acı çekiyorsun, acını paylaşıyoruz, seninleyiz. Bu zor günler geçecektir. Ne istiyorsan yapmaya hazırız, şimdi hayati kararlar verme. Acın yatıştığında, kederin kararların üzerinde etkide bulunmadığında istediğin gibi plan yaparsın." gibi ifadeler kullanılmalıdır.
 
Moderatör tarafında düzenlendi:

Benzer konular

Demonu Paylaş Yine Yarışma Yapalım mı ? Anket

  • Evet

    Oy: 16 66.7%
  • Kararsızım

    Oy: 7 29.2%
  • Hayır

    Oy: 1 4.2%

Delüxe üyelik Yapın sizinde olsun.. (Sunucu Ödemeleri için katkınız olsun)

Son kaynaklar

İyiki Doğdunuz :)

Geri
Üst